Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1465 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13268 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 08.04.2014 gün ve saatte temyiz eden davacı ... vs. vekili Avukat ..., Av. H. .... ile aleyhine temyiz istenilen ..., ...., ....,......, ..., ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Kadastro sırasında .... Köyü çalışma alanında bulunan 119 ada 5, 6, 28; 120 ada 13, 20; 121 ada 12; 122 ada 10; 123 ada 6; 124 ada 31, 33; 125 ada 6, 7, 61 parsel sayılı 999.84, 4.999.92, 4.999.93, 29.999.53, 14.999.77, 11.499.82, 14.999.77, 20.480.38, 13.817.39, 12.003.40, 18.318.60, 22.651.34, 14.999.77 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu beyanlar hanelerine şerh verilerek ....... oğlu ..... adına tespit edilmiştir. Davacı ........., ......., .... ve ..., taşınmazların ortak muris ...'dan ........, .... ve ...... .........'ya intikal ettiği, vergi kayıtlarının da üçü adına olduğu iddiasına dayanarak, tespit maliki .... ile birlikte ........ ve ...... mirasçıları adına da payları oranında tescil istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ..., ... mirasçıları vekili ve davacı ......... mirasçısı ... ve davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, zilyetlik sebebine dayanan davacı tarafın iddiasını ispat edemediği, her bir mirasçının kendine düşen payı kullandığı, kaldı ki davacı tarafın murisinin çekişmeli taşınmazların tutanağını, davalılara aidiyetini kabul ederek tespit bilirkişisi olarak imzaladığı gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Kadastro tespiti vergi kayıtlarına dayanılarak ....... oğlu .... mirasçıları adına yapılmıştır. Davacılar, kök murisleri .......'den murisleri ........, ...... ve davalı murisi ....’a kaldığını ileri sürerek dava açmışlardır. Dosyaya celp edilen toprak tevzi çalışmaları belgelerinden ve keşif sonucu alınan fen bilirkişi raporundan dava konusu taşınmazların 1957 yılında yapılan toprak tevzi çalışmalarına konu edildiği ve bu çalışmalarda davalı murisi ..... oğlu .... adına olan vergi kayıtları uygulanıp ........, ...... ve .....'ya ait olduğu belirtilmekle beraber tevzien verildiğine dair açıklık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Toprak tevzi çalışmaları sonucunda adlarına tapu kayıtlarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Taşınmazlara komşu parsellere uygulanan eski tarihli vergi kayıtları taşınmazları "...." olarak, Toprak Tevzi Komisyonunca oluşan tapu kayıtları ise davacılar ve davalı murisi olan "........, ...... ve ....." olarak okumaktadır. Mahallinde yapılan keşifte alınan beyanlarda taşınmazları tam olarak kimin kullandığı ve taksimi bilinememiş, bir kısım beyanlarda davacı tarafın kullandığı belirtilmiştir. Mahkemece, yapılan keşifte tespit bilirkişisi ve bildirilen tanığın yerel bilirkişi sıfatıyla dinlenmesi doğru değildir. Ayrıca davacı ...'nın bazı parsellerde tespit bilirkişisi olarak imza atmasının kendi aleyhine sonuç doğuracak beyanı imzalamasının kendisini bağlamayacağının düşünülmemesi ve neye imza attığını bilmediği yönündeki savunmasına itibar edilmemesi de doğru değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız ve taşınmazları iyi bilen yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, sağ iseler belirtmelik bilirkişileri, tespit bilirkişileri ve fen bilirkişi katılımı ile keşif yapılmalıdır. Yerel bilirkişiler, tanıklar, tespit ve belirtmelik bilirkişilerinden taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden geldiği, taksim edilip edilmediği, kullanımın neye dayalı olduğu, kim tarafından ne sebeple kullanıldığı sorulup saptanmalı, bundan sonra toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile kararın BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.100,00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, kendilerini duruşmada vekil ile temsil ettiren davacılara verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.