MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ....Köyü çalışma alanında bulunan 411 ada 1 ve 464 ada 1 parsel sayılı 1.147.034,81 ve 918.847,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kadim kullanıma dayalı olarak mera niteliğiyle sınırlandırılmıştır. Davacı ... ve arkadaşları kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların birer bölümlerinin adlarına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davaların kabulüne, çekişmeli taşınmazların tespitlerinin iptali ile 411 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A4) harfi ile gösterilen 3.488,04 ve (A5) harfi ile gösterilen 607,67 metrekare yüzölçümündeki bölümlerinin davacılar ..., ... ve .. ... adına, (H) harfi ile gösterilen 7.332,38 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davacı ... adına, (E) harfi ile gösterilen 10.892,47 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davacı ... adına, (I) harfi ile gösterilen 10.291,54 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davacı ... adına, (F1) harfi ile gösterilen 11.716,38 ve (F2) harfi ile gösterilen 6.995,97 metrekare yüzölçümündeki bölümlerin davacı ... adına tapuya tesciline, kalan kısımların tespit gibi mera niteliğiyle sınırlandırılmasına, 464 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen 4.482,30 ve (A2) harfi ile gösterilen 1.669,28 ve (A3) harfi ile gösterilen 6.685,17 metrekare yüzölçümündeki bölümlerinin davacılar ..., ... ve ...... adına, (B2) harfi ile gösterilen 14.390,93 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı ... adına tapuya tesciline, kalan kısımların tespit gibi mera niteliğiyle sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, çekişmeli taşınmazların yukarıda yazılı temyize konu bölümleri üzerinde kadastro tespit tarihine kadar davacılar yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde düzenlenen zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, yöntemince mera araştırması yapılmadığı ve temyize konu taşınmaz bölümlerinin öncesinin zilyetlikle iktisaba elverişli tarım arazisi olup olmadığı yeterince araştırılmadığı gibi, ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen soyut ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş, ayrıca yerel bilirkişi ve tanıklardan davacılar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda denetlemeye elverişli şekilde somut ve maddi olaylara dayalı beyan alınmamış, soyut beyanlar ile yetinilmiştir. Öte yandan, taşınmazın niteliğinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Böylesine yetersiz inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle, en az üç ayrı zaman dilimine, kural olarak tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra; taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerden seçilmiş, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından temyize konu taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, zilyetliğin hangi tarihte başladığı, sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliği, kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyor ise ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı, kullanılmıyor ise ne kadar süredir kullanılmadığı, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni konusunda ayrıntılı ve gerekçeli, taşınmazların fotoğrafını da içeren rapor alınmalı, fotoğraflar üzerinde temyize konu taşınmaz bölümleri tek tek gösterilmeli, çekişmeli taşınmazların ekilip sürülen ve boş kalan bölümleri ayrı ayrı işaretlettirilmeli, yine taşınmazı dört taraftan gösteren panoromik fotoğrafları çektirilip, parsel sınırları da fotoğraflar üzerinde kabaca işaretlenerek, hakim tarafından onaylanmak suretiyle dosya arasına konulmalı, tespit tarihinden önceki 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı döneme ve taşınmazların bulunduğu yere ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları jeodezi mühendisi bilirkişiye stereoskop aletiyle incelettirilmeli, tespit tarihinden geriye doğru 20 yıllık dönem için uydu fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılarak taşınmaz üzerindeki zilyetliğin süresi ve niteliği konusunda bilimsel verilere dayalı raporlar alınmalı ve bu şekilde tanıklar ile yerel bilirkişi beyanları denetlenmeli, taşınmazın bizzat mahkeme hakimince yapılan gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı, kadim meraların zilyetlikle kazanılamayacağı dikkate alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.