MAHKEMESİ : SİLİFKE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/10/2013NUMARASI : 2011/606-2013/1008Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki Belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 243 ada 111 parsel sayılı 1.562,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeniyle davalı M.. G.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı M.. G.. tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Dosya kapsamında jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden alınan raporda, Harita Genel Komutanlığından gönderilen hava fotoğraflarının içinde ... Köyü'ne ait hava fotoğrafları bulunmadığından 2010 yılına ait uydu fotoğrafları üzerinden inceleme yapıldığı belirtilmiş, buna göre de dava konusu taşınmazın bir bölümünün fotoğrafta toprak olarak görüldüğünden söz edilmiş, ziraatçi ve jeoloji bilirkişi raporunda ise fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümün taşlık ve kayalık olduğu, (A) harfi ile gösterilen bölümün de zilyetlikle iktisaba elverişli olmadığı vurgulanmıştır. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler A.. D.., V.. K.. ve İ..K.., taşınmazın dikilen bölümlerinin 30 yıldır aynı nitelikte kullanıldığını belirtmişler, tespit bilirkişilerinden A.. D..e ve M.. K.. ile davalı tanığı D.. A..U.. da yine aynı yönde beyanda bulunmuşlardır. Belirtilen durumlar karşısında; alınan bilirkişi raporları, içerikleri itibariyle yetersiz olduğu gibi yerel bilirkişi ve tanık beyanlarıyla da belirgin şekilde çelişkili sonuçlar ortaya koymuştur. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle; kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait en az 3 hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları istenilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra, taşınmazların bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, davada yararı bulunmayan şahıslar arasındanseçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik zirai bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşan bilirkişi kurulu ile dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, 3 kişilik zirai bilirkişi kurulundan; çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu taşınmazların toprak yapısını mukayese eder şekilde taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, rapora taşınmazı değişik yönlerden çekilmiş komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğrafların eklenmesi istenilmeli, jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişiye hava ve uydu fotoğrafları üzerinden bilimsel yöntemlerle (hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeği harita çizim programları aracılığıyla eşitlenerek çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi, hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle) inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın imar-ihyasına en erken ne zaman başlanıldığının ve ne zaman tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, fen bilirkişiye keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, mahkeme gözlemi de tutanağa yansıtılmalı ve bundan sonra, taşınmazın zilyetlik ile iktisabında asıl olanın ekonomik amaca uygun olarak en az 20 yıl süreyle malik sıfatıyla kullanım olduğu, bunun dışında araziden ne kadar miktar ürün alındığının önemli olmadığı hususu göz önünde bulundurularak ve tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 21.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.