MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. maddesine istinaden yapılan tescil harici yerlerin kadastrosu sırasında ....Köyü çalışma alanında bulunan 814 ada 6 parsel sayılı 5.974,45 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kadastro tutanağının beyanlar hanesinde taşınmaz üzerindeki damın ...'a ait olduğu belirtilmek suretiyle içinde dam olan tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili istemiyle, davacı Hazine ise taşınmazın vasfına yönelik ve kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki şerhin iptali istemiyle, ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilmek suretiyle yapılan yargılama sonunda davacı ... davasının kabulüne, davacı Hazine'nin davasının reddine, çekişmeli 814 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına tapuya tesciline, karar verilmiş; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın adına tescil kararı verilen ... yönünden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava konusu 814 ada 6 parsel sayılı taşınmaz, içinde dam olan tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Mahallinde yapılan keşif neticesinde alınan ziraat ve orman bilirkişinin ortak raporunda; taşınmazın (A) harfiyle gösterilen bölümünün 1995 ve 2010 yılı hava fotoğraflarında ve 2002 uydu görüntülerinde kullanılmadığı, taşınmazın bu bölümü üzerinde zirai anlamda ağaç bulunmadığı, bu bölümün 1 yıldır hayvanlara yem amaçlı buğday tarlası olarak kullanıldığı, taşınmazın (B) harfiyle gösterilen bölümü üzerinde ise hayvan damının bulunduğu, hayvancılık yapmak amacıyla kullanımda olduğunun belirtildiği, dosyadaki fotoğrafların da bu durumu teyit ettiği gözetildiğinde taşınmazın bütünü itibariyle imar-ihya edilmediği, hayvan damı dışında başka bir kullanımın olmadığı, bu halde taşınmaz üzerindeki hayvan damının tek başına imar-ihya sayılamayacağı, bu nedenle taşınmazın zilyetlikle iktisap edilebilmesi için 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddesindeki şartların gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de taşınmaz üzerinde davacı ...'a ait bulunan hayvan damının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmesi hususu değerlendirilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.