Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13508 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18847 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KANDIRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/09/2013NUMARASI : 2012/650-2013/727Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucunda K.. Köyü çalışma alanında bulunan 190 ada 1 parsel sayılı 14.874,85 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1990 tarihinden itibaren davalılar H.. T.., A.. T.. ve Z.. K..'nın fiili kullanımında bulunduğu, üzerindeki tavuk çiftliği ve iki katlı betonarme evin 1995 yılında Z.. K.. tarafından yapıldığı şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı H.. K.., taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında S.. K.., taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı H.. K.., müdahil S.. K.. ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, dava konusu taşınmazın hangi bölümünün kim tarafından kullanıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmi?? ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, zilyetlik hususu yeterince açıklığa kavuşturulmamış, davacı taraf dinlenmesini istediği tanıklarının isimlerini ve adreslerini mahkemeye bildirdiği halde davacı tanıklarının tamamı dinlenmemiştir. Eksik incelemeyle hüküm kurulamaz. O halde, doğru sonuca varabilmek için mahallinde taraf tanıklarının tamamı hazır olduğu halde yeniden keşif yapılarak, dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğin kim tarafından ne zamandan beri, ne suretle sürdürüldüğü kesin olarak belirlenmeye çalışılmalı, gösterilen sınırlar fen bilirkişisine işaretlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacı ve müdahile ayrı ayrı iadesine, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.