MAHKEMESİ : BİNGÖL KADASTRO MAHKEMESİTARİHİ : 13/03/2014NUMARASI : 2013/62-2014/42Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında .. Mahallesi çalışma alanında bulunan 725 ada 182 parsel sayılı 4.025,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve (C) ile gösterilen bölümün T.. K..'nın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak arsa vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı E.. A.. taşınmazın bir bölümünün kendi kullanımında olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne 725 ada 182 nolu parselin arsa vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, 6831 Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığının ve dava konusu parselin kadastro bilirkişisinin raporunda (A) harfi ile gösterilen 705,83 metrekarelik kısmın davacı E.. A.. (TC...)'nun kullanımında olduğunun, kadastro bilirkişisinin raporunda (L) harfi ile gösterilen 163,35 metrekarelik kısmın kullanımının M.. D.. mirasçılarının kullanımında olduğunun, bu parselin ölçü haritasında (C) harfi ile gösterilen 3.156,04 metrekarelik kısmın ise T.. oğlu T.. K.. (TC...)'nın kullanımında olduğunun beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece; kadastro bilirkişisinin raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen yerin kullanımının E.. A..'ya ait olduğu, ancak E.. A..'nun yalnızca (A) harfi ile gösterilen yeri istediği, birleşen dosyada F.. Ç.. ve A.. K..'ın 725 ada 182 nolu parselde dava konusu ettikleri alanda herhangi bir ekonomik zilyetliklerinin bulunmadığı gerekçesi ile davacı E.. A..'nun davasının kabulüne, birleşen dosya davacılarının davalarının reddine karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de hükmün infazında tereddüt meydana gelmektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorunda olduğu halde, taşınmazın hangi rapora göre hangi kısımlarının hangi harita esas alınarak tespit edileceği açıkça belirtilmeden hüküm kurulmuş olup bu hali ile hükmün infazı kabil bulunmadığından açıklanan nedenle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüne, bozma nedenine göre sair hususlar incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 18.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.