Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12836 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14838 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda ...Köyü çalışma alanında bulunan 372 ada 61 parsel sayılı 2.135,01 metrekare yüzölçümündeki tek katlı kargir ev ve tarla vasıflı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları çekişmeli taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında ..., davacılar ile aynı nedene dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 11.522,55 metrekarelik kısmının ... ve ... dışındaki davacılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ve müdahil vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, çekişmeli 372 ada 61 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmının davalı ... tarafından eşinden satın alındığı, taşınmazın kalan kısmının ise kök muris ... ile eşinden kaldığı ve mirasçılar arasında taksim yapılmadığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Kök muris D...'un bir kısım mirasçılarından olan davacılar ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazın yarısından fazlasının murisleri ...'un tapusuz malı olduğunu, kalan kısmının ise davalı ...'nin eşi ve kardeşleri olan ..'ın tapulu malı olduğunu, her ne kadar tapuda Hasan tarafından davalı ...ye satış yapılmış gibi gösterilmiş ise de aslında satış sözleşmesinin muvazaalı olup taraflar arasında bağış sözleşmesi yapıldığını, ....'ın çocuksuz ölmesi sebebiyle hem ....'a ait kısımda hem de muris ...'a ait kısımda hisselerinin bulunduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Davalı .. ise, 19.07.1991 tarih 21 nolu tapu kaydına dayanarak çekişmeli taşınmazın tamamını eşi olan ...'dan resmi nikahları yokken satın aldığını, bu yerin ...'ın babası ...'dan gelmeyip, ...ın da bu yeri 3. kişilerden satın aldığını, 30 yılı aşkın zamandır taşınmazda zilyetliğinin bulunduğunu ileri sürmüş olmasına rağmen Mahkemece, davalı tarafın dayandığı tapu kaydı yöntemine uygun şekilde uygulanıp kapsamı belirlenmemiş, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmamıştır. Ayrıca ...tarafından eşi olan davalıya yapılan satışın gerçek olup olmadığı, satış tarihi itibarı ile davalı .....'nin taşınmazı satın alacak gücünün bulunup bulunmadığı da araştırılmamış, davacıların muvazaa iddiası üzerinde durulmamıştır. O halde sağlıklı sonuca varılabilmesi için öncelikle, tüm komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra taşınmaz başında taşınmazı iyi bilen elverdiğince yaşlı, tarafsız şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte davalının dayandığı tapu kaydının hudutları tek tek okunarak yerel bilirkişi yardımı ve fen bilirkişi eli ile zeminde gösterilmesi sağlanmalı; gösterilen hudutlar fen bilirkişi krokisinde işaretlenmeli; tapu kaydının kapsamı kesin olarak belirlenmeli; fen bilirkişisinden keşfi takibe elverişli ve tapu uygulamasını gösterir ayrıntılı krokili rapor alınmalı, davalı ....'ye eşi tarafından yapılan satış tarihi itibarı ile davalının taşınmazı satın alacak ekonomik imkana sahip olup olmadığı, tapudaki devrin gerçek satış mı yoksa bağış mı olduğu, temlik sebebinin satış olmayıp bağış olduğunun kanıtlanması halinde muvazaanın varlığının kabulü gerektiği düşünülmelidir. Tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölüm olması halinde ise; taşınmaz bölümünün öncesinin kime ait olduğu, kimden kime geçtiği, kimin tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, tarafların ortak miras bırakanından kalıp kalmadığı, miras bırakandan kalmış ise terekesinin tüm mirasçıların ya da yasal temsilcilerinin katılımı ile paylaşmaya tabi tutulup tutulmadığı, her bir mirasçıya miras payına karşılık taşınır ya da taşınmaz mal verilip verilmediği, dava konusu taşınmazın kimin miras payına düştüğü, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan bu nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine,02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.