MAHKEMESİ : ORDU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/07/2014NUMARASI : 2013/376-2014/509Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “davacının dayanağı olan ve fen bilirkişi raporları ile de taşınmazları kapsadığı anlaşılan Hane ağlağısı ve Hüseyin yerinde mevkili tapu kayıtlarının taşınmazlara aidiyeti taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı ihtilafın tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazların paylaşılıp paylaşılmadığı ve yapılan tespitlerin paylaşıma uygun olup olmadığı noktasında toplandığı, taşınmazlar başında 2. kez yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişice Hane ağlağısı mevkili tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazların paylaşma durumu ve taşınmazların halen paylaşmaya göre kullanıldığı belirtildiği halde, tespitlerin bu beyana uygun olmadığının anlaşılmasına rağmen mahkemece mahalli bilirkişi beyanına da ne sebeple itibar edilmediğinin anlaşılmadığı, keşiflerde dinlenen tanıklardan paylaşma ve kullanım konusunda ayrıntılı beyan da alınmadığı, öte yandan Hüseyin yerinde mevkili tapu kaydının kapsamında kalan taşınmazlarda paylaşma olup olmadığı, paylaşım yapılmış ise, hangi taşınmazın kime kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı konusunda mahalli bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı beyan alınmadığı açıklandıktan sonra, taşınmazlar başında usulünce yeniden keşif yapılması, muris Mehmet intikal eden taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığının, tapu kaydında yapılan devir işlemlerinin paylaşma nedeni ile isabet eden payların devrine ilişkin olup olmadığının, hali hazırdaki fiili kullanımın paylaşıma uygun olup olmadığının araştırılması, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılmak sureti ile giderilmesi, bundan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı V.. U.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı V.. U.. vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile taksim sonucu 104 ada 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazların davacının babasına kaldığı, tespit tarihine kadar bu şekilde kullanıldığı, ancak kadastro tespiti ile 104 ada 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazlarda davalıların haksız şekilde hissedar yapıldıkları gerekçesi ile 104 ada 26 parsel sayılı taşınmaz hakkında da temyiz nedenleri ileri sürmüş ise de 104 ada 26 sayılı parselin dava konusu olmadığı anlaşılmakla bu parsel hakkındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,Davacı vekilinin, dava konusu 104 ada 8, 12, 14, 17, 19, 21, 23, 24, 25, 69, 71, 111 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki temyiz itirazlarına gelince, mahkemece, mahalli bilirkişi Avni beyanına itibar edilerek hali hazırdaki fiili kullanımın paylaşıma uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Bozma ilamında, mahalli bilirkişi Avni beyanından Hane ağlağısı mevkili tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazların paylaşma durumu ve taşınmazların halen paylaşmaya göre kullanıldığı belirtilmiş ise de tespitlerin bu beyana uygun olmadığı, yine Hüseyin yerinde mevkili tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazların paylaşım durumlarının sorulup saptanmadığı belirtildiği halde mahkemece tekrar dinlenen yerel bilirkişi Avni bozmadan önceki beyanı ile yerel bilirkişi Ali ile Avni beyanları arasındaki çelişki giderilmemiş, Hüseyin yerinde mevkili tapu kaydı kapsamında kalan 104 ada 8, 12, 14, 17 ve 111 parsel sayılı taşınmazların taksim sonucu kime neresinin kaldığı üzerinde durulmamıştır. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre, bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Taşınmazlar başında 21.06.2010 tarihinde yapılan keşifte yerel bilirkişi Avni , 104 ada 25 parselin davacının babası Mahmut'a kaldığını beyan ettiği halde bozmadan sonraki keşifte bu taşınmazlarda herkesin hakkı olduğunu beyan etmiş, yine bozmadan sonra dinlenen yerel bilirkişi Ali , Hane ağlağısı mevkindeki taşınmazlarda 3 dönüm haricindeki yerlerin davacının babasına kaldığı konusundaki beyanı ve taksime dair diğer beyanları ile Avni beyanları arasındaki çelişki giderilmemiş, mahkemece Avni Ur'un hangi beyanına neden itibar edildiği açıklanmamıştır. Doğru sonucu varılabilmesi için, taşınmazların bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ile 1968 yılında yapıldığı iddia olunan taksimi fiilen gerçekleştirdiklerini beyan eden Avni ve Ali katılımı ile yeniden keşif yapılarak; dava konusu 104 ada 8, 12, 14, 17, 19, 21, 23, 24, 25, 69, 71, 111 parsel sayılı taşınmazlar tek tek gezilmek ve her taşınmaz başında alınan beyanlar ayrı ayrı tutanağa geçirilmek suretiyle hangi taşınmazın kime kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, taksim olup olmadığı, var ise taşınmazların müstakilen mi yoksa müşterek mülkiyete göre mi paylaştırıldığı, taksime aykırı fiili kullanım varsa sebebi, tespitin taksim olgusuna uygun olup olmadığı hususlarında ayrıntılı bilgi alınmalı; yerel bilirkişi Avni beyanları okunarak çelişki giderilmeli, dinlenilen tanık ve yerel bilirkişi beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalıdır. Bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.