Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12734 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20042 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ..., irsen intikal, paylaşım ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, ..İlçesi ... Köyünde 1959 yılında yapılan kadastro çalışmalarında taşlık ve çalılık niteliği ile tapulama harici bırakılıp, 2008 yılında Hazine adına idari yoldan tapuya tescil edilmiş olan 780 parsel sayılı 682,99 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, her ne kadar taşınmaz üzerinde davacı zilyet ise de ev ve benzeri yapı yapmak imar-ihya sayılmayacağına göre lehine imar-ihya ile iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu yer, 1959 yılında yapılan tapulama sırasında "taşlık" niteliğiyle tespit dışı bırakılmış, daha sonra idari yoldan arsa vasfıyla Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı da kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Önceki niteliği itibarı ile imar-ihyaya muhtaç olan yerlerde zilyetlikle kazanmanın mümkün olabilmesi için, Mahkemenin de gerekçesinde belirtildiği üzere taşınmazın para ve emek şartı ile tarım arazisi haline getirilmesi zorunludur. Ancak imar-ihyaya muhtaç olan yerler dışında kalan tescil harici (ham toprak, hali arazi gibi) taşınmazlarda ekonomik amaca uygun şekilde malik sıfatı ile en az 20 yıl süre ile zilyet olunması halinde taşınmaz mülkiyetinin kazanılması mümkündür. Bu gibi yerlerde ev yapmak suretiyle kullanım, ekonomik amaca uygun zilyetliğe örnek teşkil edecek nitelikteki bir tasarruf olup, taşınmaza sahiplenilmesi, yararlanılması, etrafının çevrilmesi, üçüncü kişilerin kullanmalarına engel olunması ya da izinle kullanılmalarına imkan verilmesi, vergisinin ödenmesi, üçüncü kişilerde söz konusu yerin zilyede aidiyetine ilişkin belirgin kanaatin oluşması halinde de ekonomik amaca uygun zilyetliğin varlığı söz konusudur. Mahkemece 1972 ve 1993 tarihli hava fotoğrafı incelemeleri jeodezi veya fotoğrametri mühendisi uzman bilirkişiye yaptırılmadığı gibi, bu fotoğraflar üzerinde inceleme yapan orman mühendisi bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmazın kumluk alanda görüldüğü bildirilmiş; öte yandan ziraat bilirkişisi tarafından dosyaya ibraz edilen raporda taşınmazda 35-40 yıllık yapı ve çeşitli cins ve yaşlarda meyve ağaçlarının bulunduğunun belirtilmiş olması nedeniyle taşınmazın evveliyatının imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı tereddütlü olup, mahkemece bu husustaki kuşkunun giderilmemiş olması nedeniyleyapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. O halde sağlıklı sonuca ulaşabilmek için 2008 yılında Hazine adına idari yoldan tapu kaydının oluştuğu tarihten önceki üç farklı zamana ait stereoskopik hava fotoğrafı getirtilmeli, bundan sonra 3 kişilik ziraat mühendisi, jeodezi veya fotoğrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle 3 farklı zamana ait olan hava fotoğrafları stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak jeodezi veya fotoğrametri mühendisi tarafından incelenmeli, çekişmeli taşınmazın hava fotoğraflarının çekildiği tarihe göre imar-ihyaya muhtaç alanlardan olup olmadığı kesin olarak belirlenmeli, taşınmazın imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, taşınmazın imar-ihyasına hangi tarihte başlandığı, imar ve ihyanın ne şekilde sürdürüldüğü, nasıl emek ve para sarf edildiği, imar ve ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten tescil tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığı araştırılmalı, taşınmazın evveliyatının imar-ihyaya muhtaç yerlerden olmadığının anlaşılması halinde 2008 yılında Hazine adına idari yoldan tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar taşınmaz üzerinde kim tarafından, ne sıfatla, nasıl zilyetlik sürdürüldüğü araştırılmalı, taşınmazın imar-ihyaya muhtaç yerlerden olmadığının anlaşılması halinde yukarıdaki açıklamalar ışığında ev ve benzeri bina yapmanın edinmeye yarar zilyetlik olarak değerlendirileceği, taşınmazın imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması halinde ise salt bu nevi zilyetliğin edinme imkanı vermeyeceği göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.