Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 127 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2024 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "mahallinde yeniden keşif yapılarak 172 parsele revizyon gören tapu kayıtlarının gereği gibi zemine uygulanıp kapsamının belirlenmesi, komşu parsel tutanakları ile...Köyü sınırları içinde kalan parsel tutanakları ve tespitlerine esas kayıtlar zemine uygulanarak çekişmeli taşınmaz yönünü ne şekilde sınır okuduğunun tespiti, zilyetlik durumu, taşınmazın daimi olarak ... suları altında kalıp kalmadığının araştırılması, 289 ve 135 parseller ile ilgili dava dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Yargılama sırasında Hazine çekişmeli taşınmazın göl yatağı olduğunu belirterek ham toprak vasfı ile adına tescili istemi ile davaya katılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacılar İrfan ve ...'in davalarının reddine, müdahil davacı Hazinenin davasının kabulü ile çekişmeli taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, tespite esas tapu kaydının çekişmeli taşınmaza ait olmadığı, çekişmeli taşınmazın ... sınırları içindeyken DSİ tarafından 1950-1965 yılları arasında yapılan kurutma çalışmaları neticesinde göl yatağına dahil olma niteliğini kaybettiği, taşınmazın öncesinin göl yatağı olması sebebiyle davacıların zilyetlik süresi ne olursa olsun kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme hatalı olmuştur. Çekişmeli 172 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu bölgede tapulama çalışmaları ilk olarak 1961 yılında yapılmış, çekişmeli taşınmazın tespitinin Tapulama Hakimliği'nce hükümsüz sayılması ve tapulama tutanağının müdürlüğe geri çevrilmesi üzerine, 1989 yılında çekişmeli taşınmaz tapu kaydına dayalı olarak davacılardan ...ve davalılar adına tespit edilmiştir. Davacılar İrfan ve ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Hazine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 2004 tarihli bozma ilamından sonra, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile davaya katılmıştır. Tespite esas tapu kaydının çekişmeli taşınmaza ait olmadığı mahkemece bozma ilamına uygun olarak yapılan keşif neticesinde kesin olarak belirlenmiş olup mahkemenin bu husustaki tespiti yerindedir. Ancak, öncesi aktif göl yatağı iken bu niteliğini kaybeden ve tarım alanına dönüşen yerlerin zilyetlikle kazanımına engel bir yasa hükmü bulunmayıp mahkemenin bu husustaki değerlendirmesi yerinde değildir. Çekişmeli taşınmazın öncesinde ... sınırları içinde iken, 1950-1965 yılları arasında DSİ tarafından çekişmeli taşınmaz ile çevresindeki taşınmazları içine alan alanda göl kurutma çalışmalarının yapıldığı, çekişmeli taşınmaza ilişkin kurutma işlemlerinin 1960 yılında tamamlandığı, davacıların gerek hükümsüz sayılan 1961 yılındaki tespitten önce, gerekse kurutma işlemlerinin tamamlandığı 1960 yılından kadastro tespitinin yapıldığı 1989 yılına kadar çekişmeli taşınmazda ekonomik amaca uygun şekilde zilyet oldukları, taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olduğu ve bu nedenlerle davacılar yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde belirtilen kazanmayı sağlayıcı zilyetlik şartlarının gerçekleştiği dosyaya getirtilen belgeler ile mahalli bilirkişi, tespit bilirkişisi ve tanık beyanlarından anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı ...'in temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.