Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12335 - Karar Yıl 2004 / Esas No : 12499 - Esas Yıl 2004





Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 152 ada 27 parsel sayılı 13.683.69 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfı ile zilyetliğin 20 yılı aşkın bir zamandan beri terk edilmesi nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı Nurettin, yasal süresi içinde irsen intikal, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin Hasan adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacı taraf yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz davacının murisine ait iken ölümü ile davacı tarafa intikal ettiği, ancak zilyetliğin terk edildiği uzun süredir kullanılmadığı nedeni ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Mahkemece tespite aykırı sonuca varıldığı halde tüm tespit bilirkişileri dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmamış, davacılar taşınmazı kullanmıyor ise bunun terk iradesine dayalı olup olmadığı hususu sorulup saptanmamış, taşınmaz davacı taraf adına vergide kayıtlı olduğuna göre terk iradesinin varlığının belirlenmesi bakımından taşınmazın vergisinin ödenip ödenmediği, ödeniyor ise kim tarafından ödendiği belirlenip buna göre bir değerlendirme yapılmamıştır. Ayrıca taşınmaza uyduğu ifade olunan vergi kaydı miktarı arazinin miktarından küçüktür, kayıtta mer'a hudut gösterilmemekle beraber taşınmazın eylemli durumda mer'aya bitişik olduğu belirtilmiş, ancak mer'a parselinin halen davalı olduğu ifade edilmiştir. Komşu parselin mer'a olarak kesinleşmesi halinde kayıt eylemli durumla çatışır hale geleceğinden kayıttaki hudutlara değil eylemli duruma değer verilmesi söz konusudur. Bu durumda da kaydın hudutları ile değil miktarıyla geçerli olacağının kabulü zorunludur. Mahkemenin bu hususu göz ardı etmesi doğru değildir. Eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilmez. Doğru sonuca varılabilmesi için, tüm komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler ile varsa bölgeyle ilgili mer'a tahsis kaydı ve haritası getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve aynı yönteme göre belirlenecek tanıklar huzuru ile keşif icra olunmalıdır. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında davacıların dayanağını oluşturan vergi kaydı okunup hudutları tek tek göstertilmeli, hudutlarda kamu orta malı niteliğinde mer'a olup olmadığı sorulup saptanmalı, eylemli durumda kadim mer'a var ise kayıtta bunun ne sebeple gösterilmediğinin üzerinde durulup, mer'anın varlığı halinde kayıt miktar fazlasının mer'adan elde edilip edilmediği belirlenmeli, taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, kullanıma uzun süre ara verilmişse, bu ara vermenin terk iradesine dayalı olup olmadığı maddi olalara dayalı olarak açıklattırılmalı, bölge ile ilgili mer'a tahsis kaydı var ise bu kayıt yerel bilirkişiler yardimi, uzman bilirkişi aracılığı ile uygulanıp kapsamı ve taşınmazın bu kapsama göre konumu belirlenmeli, uzman ziraat mühendisinden arazinin niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, tespite aykırı sonuca varıldığı takdirde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla ve gerekirse yüzleştirme yapılmak suretiyle dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 13.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.