Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12083 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9207 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : TERME 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/10/2013NUMARASI : 2011/69-2013/656Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu...... Mahallesi çalışma alanında bulunan 336 ada 13 parsel sayılı 6.542,62 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar E.. A.. ve L.. A.. adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar, çekişme konusu taşınmazın müşterek muris N.. A..'dan intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak miras payları oranında tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, muris Necati'nin sağlığında çocukları arasında taşınmazlarını taksim ederek çekişmeli taşınmazı davalılara vererek zilyetliğini devredip devretmediği, hususundadır. Davalı yan, 20.07.1995 tarihli, muris Necati tarafından taşınmazlarını erkek evlatları arasında yön belirtmeksizin sadece mevkileri ile gösterilerek bölüştürdüğüne dair senede dayanmış, davacı yan ise satış senedindeki "Vedat" isminin silinerek yerine "Levet", "Levent" yerine de "Vedat" yazıldığını, ayrıca kızlara herhangi bir yer verilmediğini belirterek senedin geçersizliğini ileri sürmüşlerdir. Mahkemece davalılar tarafından dayanılan ve çekişmeli taşınmazlara ait olduğu ileri sürülen satış senedindeki değişikliklerin murisin isteğiyle yapıldığı ve çekişmeli taşınmazın davalılara verilen yerlerden olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; senet üzerindeki değişikliklerin murisin isteğiyle yapılıp yapılmadığı konusunda senet tanıklarıyla senedi imzalayan muhtar beyanları çelişkili olduğu gibi senedin düzenlenmesiyle birlikte taşınmazın zilyetliğinin davalılara devredilip devredilmediği hususundaki tanık ve yerel bilirkişi beyanları da davayı aydınlatmaya yeterli bulunmamakta ayrıca birbirleriyle de çelişkiler içermektedir. Diğer taraftan anılan senette taşınmazlar sadece mevki olarak gösterilmiş ve her çocuğa birden fazla taşınmaz verildiği halde senedin kapsamı keşifte denetime olanak verecek şekilde uygulanarak senette belirtilen taşınmazlardan hangisinin dava konusu taşınmaz olduğu açıklığa kavuşturulmamıştır. Mahkemece tüm bu hususlar netleştirilmeksizin ve beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmeden, hüküm vermeye yeterli bulunmayan eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Hal böyle olunca, Mahkemece, doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen yerel bilirkişi ve tanıklar ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında öncelikle 1995 tarihli senet üzerindeki değişikliğin murisin iradesiyle yapılıp yapılmadığı özellikle senet tanıkları ve muhtar yüzleştirilmek suretiyle tespit edilmeli, bundan sonra senedin içeriğindeki hangi taşınmazın çekişme konusu taşınmaza tekabül ettiği hususu ile Necati'nin ölümünden önce çekişmeli taşınmazın zilyetliğini davalılara devredip devretmediği, 1995 yılından sonra taşınmazın davalılarca kendi adlarına kullanılmaya başlanıp başlanmadığı, muris tarafından bu süre zarfında kullanılmaya devam edilip edilmediği, taşınmazın kim tarafından, ne zamandır, ne suretle kullanıldığı yerel bilirkişi ve tanıklardan etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme suretiyle giderilmeye çalışılmalı ve yukarıda belirtilen hususlar duraksamaya yer verilmeyecek şekilde tespit edildikten sonra tüm deliller tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu gibi hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.