Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12082 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9203 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : TERME 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/12/2013NUMARASI : 2013/84-2013/129Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu, ..... Mahallesi çalışma alanında bulunan, 327 ada 1 parsel sayılı 9.226,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar N.. İ.. ve M.. A.. adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar, çekişme konusu taşınmazın müşterek muris N.. A..'dan intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak miras payları oranında tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda tüm mirasçıların birlikte dava açmaları gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca, mirasçılar arasında elbirliği mülkiyet hükümleri geçerli olup ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Bu nedenle, miras yoluyla gelen hakka dayanılarak genel mahkemelerde açılacak davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya diğer mirasçıların muvafakatlerini almaları ya da miras şirketine temsilci tayin ettirmeleri gereklidir. Ancak, bu kural bir mirasçının terekeye tabi bir taşınmaz için üçüncü kişiye karşı açacağı davalarda geçerli olup, elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda mirasçıların birbirleri aleyhine tek başına miras payının iptaline ilişkin dava açmaları durumunda oybirliği aranmaz. (HGK'nın 23.10.1996 tarih 1996/522 Esas, 1996/713 Karar). Bu ilke TMK'nın 701 ve 702. maddelerindeki kuralın istisnasını oluşturmaktadır. Somut olayda; davacılar, çekişmeli taşınmazların murisleri Necati Arslan'dan kaldığını, mirasçılar arasında taksim olmadığını ileri sürerek miras paylarının adlarına tescili istemiyle diğer bir mirasçı olan davalılar aleyhine dava açmışlardır. Yukarıda açıklandığı üzere mirasçılar arasında miras payına yönelik olarak açılan davalarda mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı aranmaz. Hal böyle olunca; mahkemece, davanın esasına ilişkin araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeksizin TMK'nın 702/2. maddesi gereği terekeye ait mal için tüm mirasçıların birlikte dava açmaları gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.