MAHKEMESİ : BOĞAZLIYAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/05/2005NUMARASI : 2005/68-2005/153Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu, .... Kasabası ....Mahallesi çalışma alanında bulunan, 156 ada 20 parsel sayılı 17.356,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, harici satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı H.. M.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı T.. K.. tapu kaydına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı T.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişme konusu 156 ada 20 parsel sayılı taşınmazın, Toprak Tevzi Komisyonunca Hazine adına tapu kaydının oluşturulduğu 1963 yılından önce davalı ve murisleri tarafından kullanıldığı, 1970 yılında Hazine tarafından 4753 ve 5618 sayılı yasalar uyarınca davacıya yapılan temlik tarihinde de taşınmaza zilyet olmaya devam ettikleri davacı tarafın taşınmaza bu süre zarfında herhangi bir zilyetliği olmadığı, dolayısıyla davacı adına oluşturulan 10.08.1970 tarihi ve 932 sıra numaralı tapu kaydının hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve davalı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; mahkemece yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişme konusu taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı ancak 1978 yılında haricen davalıya satıldığı belirtilerek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacının tutunduğu tapu kaydının geldisini oluşturan 30.06.1963 tarih ve 134 sıra numaralı tapu kaydı Toprak Tevzi Komisyonunca meradan açılan yerlerden olduğu ve belge ibraz edilmediği gerekçesiyle Hazine adına oluşturulmuş, 10.08.1970 tarihinde de 4753 ve 5618 sayılı yasalar çerçevesinde davacı T.. K..e temlik edilmiştir. Tapu kayıtları mülkiyet belgesi niteliğinde olduğundan, çekişmeli taşınmazı kapsadığının saptanması halinde, taşınmaz üzerinde tapu kaydının oluşumundan sonra sürdürülen zilyetliğe bakılmaksızın taşınmazın tapu kayıt maliki adına tescili gerekir. Davacı tarafın tutunduğu 10.08.1970 tarih ve 932 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsadığı anlaşılmakta olup bu husus mahkemenin de kabulündedir. Çekişme konusu taşınmaz davacı tarafa Hazine tarafından temlik edildiğinden tapu kaydının oluşumundan önce davacının taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunmaması, aksine davalı tarafın zilyet olması tapu kaydının hukuki değerini yitirmesine nedenolmayacağı için davalı tarafından sürdürülen zilyetliğe değer verilemez. Davalı taraf çekişme konusu taşınmazı davacı tapu kayıt malikinden haricen devraldığını da iddia etmediğine göre çekişme konusu taşınmazın tapu kayıt maliki davacı T.. K.. adına tapuya tesciline karar vermek gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, davacı tarafından peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde iadesine, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.