MAHKEMESİ : GÜMÜŞHANE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/01/2013NUMARASI : 2011/81-2013/16Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu, .. Köyü çalışma alanında bulunan, 107 ada 4, 176, 108 ada 25 ve 112 ada 3 parsel sayılı 2.198.36, 5.524.38, 151,19 ve 1.196,96 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar murisi M.. K..adına 8/16 pay, davacı Y.. K.. ve müşterekleri adına 1/6’şar paydan toplam 8/16 pay olarak tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Y.. K.. çekişme konusu taşınmazların kendi murisi A.. K.. intikal ettiği ve kendi kullanımında olduğu iddiasına dayanarak M.. K.. payının tapu kaydının iptaliyle adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne çekişme konusu, 107 ada 4, 176, 108 ada 25 ve 112 ada 3 parsel sayılı taşınmazlardaki davalılar murisi M..K.. payının iptaliyle davacı Y.. K.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar vekiliyle davalı İ.. E.. tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazlardaki 8/16 M..K.. payının davacı Y.. K..'a ait olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına, usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmamaktadır. Davacı Y.. K.. çekişme konusu taşınmazların tam pay olarak murisi A..ait olduğunu, ondan da diğer mirasçıların bir itirazı olmaksızın kendisine intikal ettiğini ileri sürerek taşınmazlardaki 8/16 M..K.. payının adına tescilini talep etmiştir. Çekişme konusu taşınmazların M..K..payından arta kalan 8/16 payın tüm Abdi mirasçıları adına payları oranında tapu da kayıtlı olması ve davacı Y.. K..un talebi birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki davanın; A.. K.. terekesine göre 3. kişi durumundaki Münevver payının öncelikle Abdi terekesine döndürülmesi, bundan sonra mirasçılar arasından kendi adına tescili isteminden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Davacının 1992 yılında ölen murisi A.. K..un terekesi el birliği ile mülkiyet şeklindedir. M.. K.. miras bırakan Abdinin mirasçısı olmayıp 3. kişi durumundadır. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına, yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemez. Bu halde, diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerekir. Hal böyle olunca, davacıya öncelikle diğer Abdi mirasçılarınında davaya katılımını sağlaması veya muvafakatlarını alması ya da terekeye temsilci tayin ettirmesi için süre verilmesi, taraf teşkilinin sağlanması halinde işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda tüm deliller toplanıp değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.