Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11952 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20729 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : KADASTROTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 3487 ve 3489 parsel sayılı 28.300 ve 21.400 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile sırası ile... ve ....adına tespit edilmiştir. Davacılar ..., ..., .., ... ve Hazine, dayanak belirtmeden dava konusu taşınmazın herbiri kendi adına tescili istemi ile dava açmıştır. Yargılama sırasında ...irsen itikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda Kanunda öngörüldüğü şekilde kadastro işlemleri yapılmadığından açılan davanın reddine,dava konusu taşınmazlara ait tespit tutanaklarının yok hükmünde olduğunun tespitine dosyanın gerekli kadastro işlemlerinin tamamlanması için Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, açıldığı tarihte yürürlükte olan kanuna göre Tapulama Mahkemesinde açılmış; Mahkemece tutanağın muhtar ve en az üç bilirkişi tarafından düzenlenmesi gerektiği halde iki bilirkişi tarafından düzenlenmiş olması nedeniyle kanunda öngörüldüğü şekilde kadastro işlemi yapılmadığından açılan davanın reddine, dava konusu taşınmazlara ait tespit tutanaklarının yok hükmünde olduğunun tespitine dosyanın gerekli kadastro işlemlerinin tamamlanması için Tapulama Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş ise de; 3402 sayılı Yasa'nın 27/son maddesi usul ve şekle ilişkin eksiklikler sebebiyle tutanakların Kadastro Müdürlüğüne iade edilemeyeceği, aynı yasanın geçici 4. maddesi ile de bu yasa hükümlerinin görülmekte olan, başka bir değişle kesinleşmeyen davalara da uygulanacağı öngörülmüştür. Tutanağın muhtar ve en az üç bilirkişi tarafından düzenlenmesi gerekirken, muhtar ve iki bilirkişinin bilgisine başvurularak düzenlenmesi usul ve şekle aykırılık oluşturmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 29.03.1996 tarih 1993/6 Esas, 1996/2 sayılı Kararında da; "Kadastro hakiminin itirazlı parsellere ilişkin olarak uyuşmazlığı çözmek ve sicil oluşturmakla yükümlü bulunduğuna, tutanağın Kadastro Müdürlüğüne geri çevrilmesinin uyuşmazlığı sonuçlandırmayacağına, çözümü geciktirerek maliyeti arttıracağına, hakimin uyuşmazlığı bitirmek zorunluluğu bulunduğuna göre, tutanaklardaki usuli eksiklikler ve aykırılıkların sonuca etkili bulunmadığına, usul ve şekle ilişkin aykırılıklarda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27/5 maddesi gereğince tutanağın Kadastro Müdürlüğüne iade edilemeyeceğine, Kadastro Hakimi'nin uyuşmazlığı esastan çözümlemesi gerektiğine" değinilmiştir. Bu durumda anılan yasa hükümleri ve içtihadı birleştirme kararı çerçevesinde davaya Kadastro Mahkemesi sıfatıyla bakılarak ve tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin deliller toplanarak uyuşmazlığın esastan incelenip karara bağlanması gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.