Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1171 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18179 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSUTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Uygulama kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 1172 parsel sayılı 1420 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 21092 ada 19 parsel numarasıyla ve 1.465,6 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ... uygulama kadastrosu sırasında kendine ait evinin önünden geçen yolun davalılar lehine olacak şekilde daraltıldığını, kamuya ait yolun davalıların kullanımına sunulduğunu öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, eski 1172 yeni 21092 ada 19 parsel sayılı taşınmaza ait uygulama tutanağının olağan usullerle kesinleştirilmek üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu amaç gözetildiğinde somut olayda irdelenmesi gereken sorun davacının dava açmakta hukuki yararının olup olmadığıdır. Mahkemece davacının kendine ait taşınmaz açısından uygulama kadastrosunun uygun yapılmadığı iddiasında olmadığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de; esasen davacı dava dileçesinde de vurguladığı üzere halen sağ babası adına tapuda kayıtlı bulunan ve bu aşamada kayden hak sahibi olmadığı 1172 parsele ilişkin uygulama kadastrosunun usulüne uygun yapılmadığı iddiasında değildir. Davacının iddiası tesis kadastrosu sırasında yol olarak bırakılan taşınmaz bölümünün uygulama kadastrosu sırasında davalılar lehine olacak şekilde daraltıldığı, bir başka deyişle tesis kadastrosunda yol olarak belirlenip kesinleşen bir kısım taşınmaz bölümünün uygulama kadastrosunun amacına aykırı şekilde davalıların taşınmazı içine dahil edildiğine ilişkindir. İddianın kapsamına, yoldan her birey gibi davacının da yararlanma hakkı olduğuna göre davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Somut olayda; mahkemece bir kısım kurum yazısı ve Ceza Mahkemesi'nce verilen beraat kararına atıf yapılarak çekişmeli taşınmaz bölümünün "kadim yol olmadığı" gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de gerekçede isabet bulunmamaktadır. Dava yapılan uygulama kadastrosuna karşı açılan bir dava olup az yukarıda vurgulandığı üzere uygulama kadastrosunun amacı mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığından mahkemece tesis kadastrosunda yol olarak haritasında gösterilen taşınmaz bölümünün kadim yol olup olmadığı tartışma konusu yapılamayacağı gibi esasen tesis kadastrosunda yol olarak bırakılan taşınmazın bir kısmı da kadim yol olmadığı gerekçesiyle mülkiyet ihtilafına neden olacak şekilde davalılar taşınmazına dahil edilemez. Hal böyle olunca; mahkemece keşif yapılarak davacının tesis kadastrosu sırasında yol olduğunu ancak uygulama kadastrosu sırasında davalılar taşınmazına dahil edildiğini iddia ettiği taşınmaz bölümünün belirlenmesi, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında inceleme ve araştırma yapılarak teknik bilirkişilerden rapor alınması gerekirken keşif dahi yapılmamış, davanın amacı ile uygun olmayan kurum ve Ceza Mahkemesi kararları ile sonuca gidilmiş, ayrıca ilk tesis kadastrosuna ait denetime elverişli netlikteki ölçü krokisi, hesap çizelgesi, eski tarihli hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve ortofoto getirilmemiş, ilk tesis kadastrosu paftası ile uygulama kadastrosu paftası çakıştırılmamıştır. O halde mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece önce dosya yukarıda açıklanan şekilde keşfe hazır hale getirilmeli ve bundan sonra mahallinde yöntemine uygun bir keşif yapılarak çekişmeli taşınmaz bölümü belirlenmeli, çekişmeli taşınmaz bölümü hakkında uygulama kadastrosu sonunda tutanak düzenlenip düzenlenmediği veya halen tutanak düzenlenmemiş bir bölüm olup olmadığı belirlenerek görev hususu değerlendirilmeli, mahkemenin görevli olması halinde uzman fen bilirkişiden yukarıda açıklanan yönteme uygun harita ve rapor düzenlemesi istenmeli, uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek değil teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi olduğu özellikle göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davacı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.