Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11627 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3644 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : LİCE KADASTRO MAHKEMESİTARİHİ : 19/12/2014NUMARASI : 2013/224-2014/137Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; Duruşma için belli edilen gün ve saatte taraflardan gelen olmadığı görülerek evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Kadastro sırasında S. Köyü çalışma alanında bulunan 108 ada 3 parsel sayılı 23.516.44 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı M.. Ç.. ve Delal tarafından davalı Hazine ve Y. Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası sonunda Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş; hüküm, Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Davacı M.. Ç.. tapu kaydı ve miras yoluyla gelen hakka dayanarak Kadastro Mahkemesinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı M.. Ç.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı M.. Ç.. vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca, Kadastro Hakimi taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun öngördüğü tapu sicilini oluşturmak; doğru, uygulanabilir, açık ve infazda tereddüt doğurmayacak nitelikte hüküm kurmakla yükümlüdür. Çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında malik hanesinin açık bırakıldığı ve halen de mülkiyet durumunun belirlenmediği anlaşılmaktadır. Malik hanesi açık olduğuna göre 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 30. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesince gerçek hak sahibinin re'sen tespiti ve onun adına tescil edilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Mahkemece davanın reddine karar verildiği halde yukarıda belirtilen hususlar ve kesinleşen mahkeme ilamları da dikkate alınmak suretiyle sicil oluşturacak şekilde hüküm kurulmaması isabetsiz olup, davacı M.. Ç.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 13.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.