Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11589 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18254 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 112 ada 73 ve 75 parsel sayılı 52.068,46 ve 2.959,79 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı .., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 112 ada 75 parselin tamamı ile 112 ada 73 parselin bir bölümü hakkında tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Gürün Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine, mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 112 ada 75 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, 112 ada 73 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.797,41 metrekarelik bölümü ile 112 ada 74 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 631,21 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, tespit tarihine kadar, davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Temyize konu 112 ada 73 ve 75 parsel sayılı taşınmazlar 2007 yılında yapılan kadastro sonucu ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, davacı C.. D.., çekişmeli taşınmazların kendi adına kayıtlı 112 ada 50 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, dava ve temyize konu her iki taşınmaza ilişkin olarak genel beyanlar alınmış, ayrı ayrı taşınmazların ne durumda olduğu üzerinde durulmamış, dava konusu 112 ada 73 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tesciline karar verilen çekişmeli bölümünün taşınmazın geri kalan kısmından ne şekilde ayrıldığı belirlenmemiş, ziraat bilirkişi raporunda bu bölüm üzerinde bulunan su gözesi nedeniyle sulak olduğu ve çayır otunun yetiştiği belirtildiği ve keşif anındaki beyanlarda ise tarla vasfında kullanıldığı söylendiği halde, mahkeme gözlemi keşif tutanağına yansıtılmamış, taşınmaza ait fotoğraflar dosyaya eklenmemiş ve aradaki bu çelişkili durum giderilmeden eksik araştırmayla karar verilmiştir. Öte yandan, Hazine adına kayıtlı olduğu belirtilen 112 ada 74 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ise de; davacının dava dilekçesinde bu bölüme yönelik olarak bir talebinin olmadığı anlaşılmakla, talep dışına çıkılarak karar verilmesi de doğru olmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak ve hatalı değerlendirme ile karar verilemez. Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; mahallinde yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, davada menfaati bulunmayan kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen ve ziraat bilirkişilerinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından; taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, zilyetliğin hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup somut ve maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, ziraat bilirkişiden önceki bilirkişi raporunu da irdeler şekilde, taşınmazın öncesi, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı hususları ve de komşuları ile dava konusu taşınmazlar arasında nitelik farkı olup olmadığı özellikle belirlenecek şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, yine taşınmazın dört taraftan fotoğrafları çektirilerek parsel sınırları da fotoğraflar üzerinde gösterilmeli, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye imkan verir ayrıntılı rapor alınmalı, yapılacak değerlendirmede tespit tarihine en yakın tarihli uydu fotoğraflarından da yararlanılmalı, yapılacak keşif sonunda taşınmazın vasfı, görüntüsü, sınırları ve üzerindeki bitki örtüsüne ilişkin mahkeme gözlemi keşif tutanağına yansıtılmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi dava konusu edilmeyen 112 ada 74 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davalı Hazine aleyhine kesin hüküm oluşturacak tarzda karar verilmesi dahi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.