MAHKEMESİ : KADASTRO MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; öncelikle davacıların miras bırakanı. mirasçılık belgesi ve davalı tarafın dayandığı satış senetlerinin asıllarının dosyaya getirtilmesi, daha sonra taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak dava konusu taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınması, davalının dayanağı satış senetlerinin yerel bilirkişi ve uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanması, uzman bilirkişi fen elemanından keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınması gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 209 ada 136 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın kabulü ile, taşınmazın muris Ali mirasçıları adına miras payları oranında tesciline, dava konusu diğer taşınmazlara ilişkin davanın reddi ile taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ile davacılar... ..... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Dava konusu . ada . ve 209 ada 136 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp, sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,2- Dava konusu . .. ada 94, 138 ada 10 ve 209 ada 43 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; çekişmeli taşınmazlar kadastro sırasında, satıcısı muris Ali , alıcısı murisin oğlu Mustafa'nın eşi (murisin gelini), davalı ..... olan, 27.1.1959 ve 5.2.1972 tarihlerinde düzenlenen satış senetlerine istinaden satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı.... adına tespit edilmiştir. Davacılar... ve arkadaşları, dava konusu taşınmazların miras bırakanları Ali geldiği ve mirasçılar arasında yapılan taksim olmadığı iddiasıyla mirasçılar adına miras payları oranında tescil istemiyle dava açmışlar, davalı ise murisin 27.1.1959 ve 5.2.1972 tarihlerinde düzenlenen satış senetleri ile taşınmazları kendisine sattığını savunmuştur. Mahkemece, çekişmeli 101 ada 170, 116 ada 94, 138 ada 10 ve 209 ada 43 parsel sayılı taşınmazların muris Ali tarafından sağlığında zilyetlik devir senedi ile davalı tarafa satılarak zilyetliğinin devredildiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Dosya kapsamına göre, çekişmeli taşınmazların bir bölümünün 27.1.1959, bir bölümünün ise 5.2.1972 tarihli satış senetleri kapsamında olduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, murisin sağlığında düzenlendiği anlaşılan satış senetleri ile birlikte zilyetliğin de davalı tarafa devredilip devredilmediği, davalı ve eşi Mustafa’nın taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin malik sıfatı ile mi, yoksa murisin ölümünün ardından mirasçı sıfatıyla mı olduğu noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, bahsi geçen senetlerde zilyetliğin devrinden bahsedilmediği gözetilerek, davalı tarafın taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerinin başlangıç tarihleri netleştirilmediği gibi, davalı ve eşi Mustafa'nın zilyetliklerinin kendi adlarına mı yoksa tereke adına mı olduğu konusunda da araştırma yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca ulaşmak için mahallinde, yerel bilirkişi, taraf tanıkları, sağ olmaları halinde senet tanıkları, tespit bilirkişileri ve fen bilirkişinin katılımıyla keşif yapılmalı, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan; çekişmeli taşınmazları muris.. davalıya satıp zilyetliğini teslim edip etmediği, yani davalı tarafın taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin senet düzenlenmesinin ardından başlayıp başlamadığı, bununla birlikte davalı ve eşi Mustafa'nın taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin malik sıfatı ile mi, yoksa murisin ölümünün ardından mirasçı sıfatıyla mı olduğu sorulup saptanmalı, ayrıca senetlerde imzası bulunan tanık ve köy ihtiyar heyeti üyelerinden hayatta olanlardan, senetlerin nerede ve ne amaçla düzenlendiği, zilyetliğin senet alıcısına devredilip devredilmediği hususlarında bilgi alınmalı, beyanlar arasında çıkabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek sureti ile sonucuna göre bir karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapılmaksızın yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup davacılar .... ve .... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.