Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11582 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15186 - Esas Yıl 2014





ESAS NO : 2014/15186 KARAR NO : 2015/11582 Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : GÖRELE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "mahkemece, komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ve dayanağı olan belgeler tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yeniden keşif yapılması, keşif sırasında tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle ve dayanakları olan tüm belgeler okunup, kayıtlarda yazılı sınırların yerel bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişilerce gösterilemeyen sınırların tespiti için ise taraflara tanık dinletme imkanı sağlanması, bilirkişi ve tanıkların zeminde gösterdiği sınırların, komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenerek, teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmesi, bu şekilde davaya konu bölümün tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığının kesin olarak belirlenmesi, dava konusu bölümün tapu kaydı kapsamı dışında kalması halinde zilyetliğe de dayanılmış olması nedeni ile bu yerin kadim yol olup olmadığı, kimin ne zamandan beri kullanımında olduğu hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davacı A.. K..'un davasının reddine, davacılar B.. D.. ve M.. D..'nin davasının kabulüne, 28.11.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 75,44 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı M.. D..'ye ait 104 ada 12 parsel sayılı taşınmaza, (B) harfi ile gösterilen 4,62 metrekare yüzölçümündeki bölümün ise davacı B.. D..'ye ait 104 ada 13 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davacı A.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3 maddesine göre; "Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması" zorunludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 ve 298. maddeleri de kararların gerekçeli olarak yazılmasını zorunlu kılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/1-c maddesi uyarınca gerekçenin; "tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" göstermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe okunduğunda, mahkemece verilen hükme nasıl ulaşıldığının anlaşılması gerekir. Böylece, davacı veya davalı sıfatıyla bir yargı organı önüne gelen kişilerin, hukuk devletinde yaşamanın doğal sonucu olarak hukuk güvencesi, adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakları uyarınca haklarında verilen kararlar yanında kararların hukuki süreci ve yargısı da denetlenebilir olur. Somut olayda; davacılar M.. D.. ve B.. D.. vekili, B.. D.. adına tespit ve tescil edilen 104 ada 12 parsel sayılı taşınmaz ile M.. D.. adına tespit ve tescil edilen 104 ada 13 parsel sayılı taşınmazın güneyinden geçen yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin tapu kayıtları kapsamında kaldığı iddiası ve adlarına tescili istemi ile, davacı A.. K.. vekili ise, davacıya ait 106 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile davalılar B.. D.. ve M.. D..'ye ait 104 ada 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazlar arasında kalan yolun bir bölümüne davalıların müdahale ederek davacının kullanımını engellediği iddiası ile davalıların yola el atmalarının önlenmesi, yol üzerindeki duvar ve bitkilerin kal'ine karar verilmesi istemi ile ayrı ayrı dava açmışlardır. Davacı B.. D.., bozma sonrası, çekişmeli taşınmazın bir bölümü için daha tescil istemiyle dava açmış ve dava dosyaları birleştirilmiştir. Mahkemece, davacı A.. K..'un davasının reddine, davacılar B.. D.. ve M.. D..'nin davasının kabulüne, 28.11.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 75,44 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı M.. D..'ye ait 104 ada 12 parsel sayılı taşınmaza, (B) harfi ile gösterilen 4,62 metrekare yüzölçümündeki bölümün ise davacı B.. D..'ye ait 104 ada 13 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tesciline karar verilmiş olmasına rağmen, kararın gerekçesi ve bu sonuca ilişkin mahkemenin kabulü karar yerinde açıklanıp tartışılmamıştır. Yukarıda yazılı ilkeler ışığında da mahkemenin gerekçeli kararı incelendiğinde; kararın gerekçe bölümünde, "delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" hususunda herhangi açıklık ve kararın denetlenebilirliğinin olmadığı görülmektedir. Yani, kararın gerekçe içermediği açık ve tartışmasızdır. Hal böyle olunca; kararın gerekçesiz olması nedeniyle davalı Hazine vekili ile davacı A.. K.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.