Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11083 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 12293 - Esas Yıl 2003





Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğimin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, Gereği Görüşüldü: Kadastro sırasında 236, 96 parsel sayılı 2100 ve 3500 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 236 nolu parsel Hasan ve arkadaşları, 96 parsel İse Rıfat ve arkadaşları adlarına tesbit edilmiştir. Davacı İbrahim, yasal süresi içinde tapu kaydı irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; çekişmeli 236 parsel yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, 96 parsel yönünden kesin süre içerisinde keşif sırasında dinleteceği tanıkların isimlerini bildirmediğinden ve dosyadaki mevcut delil durumunu itibariyle davasını ispat edemediğinden reddine, taşınmazların tesbit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesinde davanın 96 ve 236 parsellere yönelik olduğu açıklanmıştır. Dava dilekçesinde dava nedenleri açık değildir. Davacıya dilekçesi tevzih ettirilmeli veya davacının duruşmada ayrıntılı olarak beyanı alınarak usulen belgelendirilmelidir. Feragat beyanının bağlayıcı olabilmesi için Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 151. maddesi uyarınca usulen belgelendirilmesi gerekir. Davacının 26.1.1990 tarihli beyanı usulen belgelendiril-mediğinden bağlayıcı nitelik taşımaz. Bu nedenle 236 sayılı parsel yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Davacı, 96 sayılı parsel yönünden annesi Güllü'den gelen miras payına dayanarak dava açmıştır. Davalılar vekili, 13.10.1989 tarihli cevap dilekçesinde davacının miras bırakanı Güllü'nün sağlığında miras payını Hüseyin'e O'nunda Hatice ve diğer varislere sattığını savunmuşlardır. İddianın ve savunmanın niteliğine göre davada kanıtlama yükümlülüğü davalı tarara ait bulunmaktadır. Kendisine kanıtlama yükümlülüğü düşmeyen tarafa kesin sûre verilmesi hukukça değer taşımazı Hal böyle olunca tarafların iddia ve savunmalarıyla ilgili olarak bildirdikleri ve bildirecekleri tüm deliller toplanmalı, özellikle davalılara satım konusunda delillerini bildirmesi için olanak tanınmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 12.12.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.