Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10899 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21861 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BALA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/07/2014NUMARASI : 2011/204-2014/306Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı M.. G.., Ç.Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1951 yılında yapılan kadastro sırasında ziraate elverişsiz arazi olarak tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle, 22.9.2011 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 5.11.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3.754,42 metrekare, (B) harfi ile gösterilen 3.089,90 metrekare, (C) harfi ile gösterilen 23.427,25 metrekare ve (D) harfi ile gösterilen 29.494,67 metrekarelik kısmın davacı M.. G.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece; çekişmeli taşınmazda davacı M.. G.. yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek hüküm verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, 1951 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ziraate elverişsiz arazi olduğu belirtilerek tapulama harici bırakılan yerlerdendir. Mahkemece yapılan keşif sonrası ziraat mühendisi bilirkişi raporunda, keşif günü dava konusu (A), (B) ve (C) harfi ile gösterilen kısımların sürülü olduğunu, (D) harfi ile gösterilen kısmın bölgede madencilik faaliyeti yapan şirketin moloz depolama alanı olarak kullanıldığını belirtmiş, taşınmazların kullanım süresi hususunda Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi raporuna atıfta bulunmuştur. Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi 1975 ve 1991 yılı ortofoto görüntülerini değerlendirerek dava konusu (A), (B), (C) ve (D) harfi ile gösterilen yerlerin bu tarihlerde sürülü olduğunu belirtmiş ise de, bir taşınmazın kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Mahkemece, hava fotoğrafları getirtilerek bilirkişi marifetiyle yorumlatılmamış, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının doğruluğu, hava fotoğrafları ile denetlenmemiştir. Sağlıklı bir sonuca ulaşmak için taşınmazın dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı, zilyetliğin kimden kime ne zaman geçtiği ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı hususları ve de komşu parseller ile dava konusu taşınmaz arasında nitelik farkı olup olmadığı özellikle belirtilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekili ve davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına iadesine, 30.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.