MAHKEMESİ : İVRİNDİ SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/05/2014NUMARASI : 2010/519-2014/216Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu A. Köyü çalışma alanında bulunan 137 ada 1 parsel sayılı 210.89 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar D.. D.. ve H.. D.. adlarına, 137 ada 2 parsel sayılı 462.61 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı F.. U.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı F.. U.., kendisine ait 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün komşu 137 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde tespit edildiği gerekçesiyle tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 137 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 20.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.49 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile bu parselden ifraz edilerek davacıya ait 137 ada 2 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, 137 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 208.40, 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 465.10 metrekare olarak tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Dursun ve H.. D.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda davacı F.. U.., kendisine ait 137 ada 2 parsel sayılı taşınmaz etrafına yaptığı duvarın tespit sırasında davalıya ait komşu 137 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisine yazıldığı gerekçesiyle dava açmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair hüküm kurulmuşsa da, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece hükümde atıf yapılan 20.01.2014 tarihli fen bilirkişilerinin sunduğu raporda, (A) harfi ile gösterilen 2.49 metrekarelik kısmın davalılara ait 137 ada 1 parsel sayılı taşınmaz sınırı içinde kaldığı tespit edilmiş, ancak fen bilirkişileri 26.03.2014 tarihli ek raporlarında, (A) harfi ile gösterilen 2.49 metrekarelik kısmın yapılan ölçü ve inceleme neticesinde, davacıya ait 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazın sınırları içinde kaldığının anlaşıldığını belirtmişlerdir. 20.01.2014 tarihli fen bilirkişi raporu ile 26.03.2014 tarihli ek fen bilirkişi raporu birbiriyle çelişkili olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığı aydınlatmaya elverişli olmadığı halde, mahkemece çelişki giderilmeden, anlaşılamayan gerekçe ile karar verilmiştir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahallinde yeniden keşif yapılmak suretiyle, kadastro paftası yerine uygulanarak dava konusu kısmın hangi taşınmazda kaldığı tereddütsüz olarak belirlenmeli, fen bilirkişisinden önceki raporları da irdeler şekilde rapor alınmalı, dava konusu edilen kısmın davacıya ait 137 ada 2 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı belirlendiği takdirde davanın reddine karar verilmeli, davalıya ait 137 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalıyorsa bu durumun ölçü ve sınırlandırma hatasından kaynaklandığı tespit edildiği takdirde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesinde öngörülen prosedürün uygulanması düşünülmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar göz önünde bulundurulmadan karar verilmesi isabetsiz olup, davalılar Dursun ve H.. D.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 30.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.