Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10880 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11726 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : AĞRI KADASTRO MAHKEMESİTARİHİ : 20/05/2013NUMARASI : 2008/156-2013/15Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında G. Köyü çalışma alanında bulunan 117 ada 53 ve 54 parsel sayılı 43.851,64 ve 35.950,24 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, toprak tevzi çalışması sonucu oluşan tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı H.. K.., hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 117 ada 53 ve 54 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile taşınmazların davacı H.. K.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazların tarım arazisi olduğu ve Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46. maddelerine göre zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazlar meraya komşu olmasına rağmen yöntemince mera araştırması yapılmamış, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmemiş, soyut ve gerekçesiz zirai bilirkişi raporu ile yerel bilirkişi beyanlarına itibar edilmiştir. Ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46. maddelerinin oluşumuna ilişkin yerel bilirkişi beyanları maddi olaylara dayalı olmayıp soyut içerikli beyanlardır. Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, öncelikle Toprak Tevzi Komisyonu tarafından oluşturulan tevzii 198 nolu parsele ait mera haritası getirtilmeli, revizyon görüp görmediği belirlenmeli, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarında belirtilen dayanak kayıtlar getirtilmeli, dosya tamamlandıktan sonra taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ile aynı yönteme göre belirlenecek zilyetlik tanıkları ve 3 kişilik zirai bilirkişi kurulu huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yansız bilirkişiler ve tanıklardan taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmazların öncesinin kamu orta malı mera niteliği taşıyıp taşımadığı ve çevrelerinde kamu orta malı mera bulunup bulunmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, komşu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarında belirtilen dayanak kayıtların dava konusu taşınmazlar yönünü ne okuduğuna bakılmalı, zirai bilirkişi kurulundan arazinin eğimi, toprak yapısı, komşu parsellerle arasında doğal ya da yapay sınır veya ayırıcı unsurların bulunup bulunmadığı, bitki örtüsü, öncesinin kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığı ile ilgili çekişmeli taşınmazlar ile komşu parselleri mukayeseli olarak değerlendiren ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, fotoğrafçı bilirkişi tarafından taşınmazları tüm yönleriyle gösterecek fotoğraflar çekilmeli ve fen bilirkişisinden Toprak Tevzii Komisyonunca oluşturulan mera haritası ile kadastro paftası çakıştırılmak sureti ile keşfi ve uygulamayı izlemeye elverişli rapor alınmalı, fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazlar işaretlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.