MAHKEMESİ : GÜRÜN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/04/2014NUMARASI : 2011/109-2014/128Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu B. Köyü çalışma alanında bulunan 168 ada 4 parsel sayılı 21.275,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle hali arazi vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı C.. K.., irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ve mavi renk ile gösterilen 1.517,98 metrekarelik bölümünün Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne dair yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve değerlendirme karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu 168 ada 4 parsel sayılı taşınmaz 2008 yılında yapılan kadastro sonucu hali arazi vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı C.. K.., dava konusu taşınmaz bölümünün uzun yıllar babası tarafından kullanıldıktan sonra kendisine bağışlandığını belirtmiş ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak tapu iptali ve tescil isteğiyle dava açmıştır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar çekişmeli taşınmaz bölümünün davacıya babasından bağış yoluyla kaldığını, önceleri bahçe olarak kullanıldığını ancak 3 – 4 yıl önce ev ve ağıl yapıldığını belirtmişler, ziraat bilirkişi raporunda ise, taşınmazın tarımsal faaliyete uygun olmadığı, ham toprak yapısında ve arsa niteliğinde olduğu belirlenmiştir. Mahkemece; taşınmazın vasfının belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğrafları getirtilerek üzerinde inceleme yapılmadan, sadece keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların soyut içerikli beyanlarına itibar edilerek karar verilmiştir. Eksik araştırma, inceleme ve değerlendirme ile karar verilemez. Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca ulaşmak için tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı'ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, ziraat mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden oluşacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, dava konusu edilen bu yerin 2008 tarihinden 20 yıl önceki ve hali hazırdaki niteliği, konumu, bitki örtüsü, ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğin var olup olmadığı, var ise ne zaman başlayıp ne zamandır devam ettiğinin belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişilerden de, taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, babasından davacıya hangi tarihte kaldığı ve zilyetliğin hangi tarihten beri, kim tarafından, hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü sorulup saptanmalı, ayrıca beyanlar bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, ziraatçi bilirkişi vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 28.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.