Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Davacılar Kazım ile Hazine'nin temyiz itirazları reddedilmiş, davalılardan Ali'nin çekişmeli 28 nolu parsele ilişkin temyiz itirazı kabul edilerek taşınmaza ait olduğu saptanan 28.2.1972 tarih ve 112 nolu tapu kaydının ve dayanağı tescil ilamının tarafı olan Hazine'yi bağlayacağı, söz konusu parselle ilgili imar uygulaması ile işlemin idare Mahkemesince iptal edildiği gözönünde bulundurularak Ali adına, tapusu miktarı kadar yerin tescili yoluna gidilmesi gerekirken 208 metrekare noksanı ile tescili yoluna gidilmesinin doğru olmadığına" değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davalı Ali'nin davasının kısmen kabulü ile 24.11.2000 tarihli rapora ek 2 nolu krokide gösterilen 1495 ada 11, 12, 1494 ada 13 nolu parsellerin tamamı ile 1493 ada 3 nolu parselin 22/479 hissesinin davalı Ali adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ile davalı Ali vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz istemi 28 sayılı parsele ilişkindir. Kadastronun amacı taşınmazın tespit günündeki geometrik ve hukuki durumunu belirlemektir. Tespit gününden sonraki imar uygulaması kadastro faaliyetlerini ilgilendirmez. Kaldı ki; dava konusu parsel yönünden imar uygulamasının iptal edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir. Tescil ilamı Hazine ve Belediye hasım gösterilerek alındığına göre, bunlar yönünden bağlayıcı tescil ilamının kapsadığı alan 14.3.2003 tarihli 1 nolu krokide yeşil kalemle işaret edilmiştir. Hal böyle olunca; yeşil kalemle çizilen bölümün Ali ve parselin geri kalan bölümünün Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 14.11.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.