MAHKEMESİ : MURADİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/07/2014NUMARASI : 2013/308-2014/228Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "davacı sadece kendi adına tescil isteğinde bulunduğuna göre taşınmazın terekeye ait bir mal mı yoksa murisin ölümünden önce tasarrufi bir işlemle veya ölümden sonra taksim ya da miras payının devri sözleşmesi ile davacıya kalan bir yer mi olduğunun belirlenmesi, muristen gelen taşınmazın mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşılıp paylaşılmadığının, paylaşım, satış, bağış yoluyla davacıya geçip geçmediğinin araştırılması, murisin terekesi mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşıma tabi tutulmamış, taşınmaz paylaşım, satış veya bağış yoluyla davacıya intikal etmemiş ise, davacının terekeye dahil taşınmaz için tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve ehliyeti bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi, taşınmazın belirtilen yollarla davacıya intikal etmiş olduğunun anlaşılması halinde taşınmazın hangi tarihte ve hangi sebeple tescil harici bırakıldığı sorularak, gerektiğinde buna göre araştırma yapılıp, TMK'nın 713. maddesinde düzenlenen yasal ilanlar da yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı F.. T.. tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davacının murisinden intikal eden taşınmazın tüm mirasçılar arasında usulüne uygun olarak paylaşıldığını ya da taşınmazın satış, bağış gibi yollarla müstakilen kendisine intikal ettiğini kanıtlayamadığı, bu halde davacının terekeye dahil taşınmaz için üçüncü kişilere karşı tek başına dava açma hakkının bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıkların çoğunluğu çekişmeli taşınmazın 30 yıldır davacı tarafından kullandığını bildirmiş, bundan ayrı olarak yerel bilirkişi Sıddık taşınmazların kardeşler arasında paylaşıldığını, yerel bilirkişi Abdulbari ve davacı tanığı Fikri yapılan paylaşım ile çekişmeli taşınmazın davacıya isabet ettiğini beyan etmişlerdir. Hal böyle olunca; somut olayda çekişmeli taşınmazın yapılan paylaşım sonunda davacı payına isabet ettiği ve böylelikle davacının tek başına dava açma hakkının bulunduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece öncelikle karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa hükümleri gözetilerek davanın taşınmazların bulunduğu Muradiye Belediye Başkanlığı ile Van Büyükşehir Belediye Bakanlığına ihbar edilerek davadan haberdar edilmeleri, bu yolla husumet yaygınlaştırılarak taraf koşulunun sağlanması, bundan sonra işin esasına girilerek iddia ve savunma çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılarak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup; davacının temyiz itirazları yerinde bulunduğundan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 22.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.