Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10701 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1529 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : BAHÇESARAY KADASTRO MAHKEMESİTARİHİ : 15/10/2014NUMARASI : 2009/151-2014/99Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden M.. A.. geldi. Aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat Dilara geldi. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Kadastro sırasında B. Köyü çalışma alanında bulunan 124 ada 9 ve 147 ada 11 parsel sayılı sırasıyla 22.653.19, 12.940.36 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer olduklarından söz edilerek ham toprak vasfı ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı M.. A.. kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 124 ada 9 ve 147 ada 11 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece üzerinde halen tarım yapılmayıp biçenek olarak kullanılan çekişmeli taşınmazların en son 20 yıl önce tarla olarak kullanıldığı, taşınmazın 10 yıl süre ile sahipsiz bırakılarak zilyetliğin iradi olarak terk edildiği gerekçe gösterilerek karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Hükme esas alınan zirai bilirkişi raporu taşınmazların toprak yapısı, bitki örtüsü ve niteliği bakımından bilgi vermekten uzak, komşu parsellerle karşılaştırma yapılmadığından yetersiz niteliktedir. Ayrıca dinlenilen yerel bilirkişi taşınmaza 10 yıl önce buğday ekildiğini bildirmesine, zirai bilirkişinin ise taşınmazın en son 20 yıl önce tarla olarak kullanıldığını belirtmesine göre zirai bilirkişi raporu ile yerel bilirkişi beyanı arasında ortaya çıkan bu çelişki giderilmemiştir. Öte yandan dosya kapsamına alınan fotoğraflar siyah-beyaz nitelikte olup mahkemece taşınmazları dört bir yandan gösterir uzman fotoğrafçı eliyle çekilip sınırları işaretlenmiş renkli fotoğraflar dosyaya konulmadığından gerek zirai bilirkişinin raporu gerekse mahkeme gözlemini değerlendirme imkanı bulunmamaktadır. Kaldı ki taşınmazların evvelinde ekilip biçildiği bildirilmesine göre taşınmaza ilişkin en az üç ayrı döneme ait hava fotoğarafları getirtilerek incelenmemiş, yerel bilirkişi beyanları ile zirai bilirkişinin raporu resmi nitelikte ki bu belge ile denetlenmemiştir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilmeli, ardından taşınmaz başında fen, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ile tutanak bilirkişilerinin tümü ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsel dayanağı kayıt ve belgeler yerel bilirkişi ve tanıklar eliyle uygulanarak çekişmeli taşınmaz yönünü ne ve kimin yeri olarak okuduğu belirlenmeli, ayrıca taşınmazlara ait kadastro tutanağının edinme sebebinde açıklanan olgu ile önceki keşif beyanları yerel bilirkişi, tutanak bilirkişi ve tanıklara okunarak somut, detaylı ve oluşması halinde çelişkiyi giderir şekilde beyan alınmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmalı, hava fotoğrafları ile bilgisayar programı vasıtasıyla temin edilecek en eski ve yeni uydu fotoğrafları ölçekleri eşitlenmek suretiyle dava konusu taşınmaz paftası çakıştırılmalı, zirai bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların belirtilen dönem içindeki niteliği ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, HMK'nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmazlar ve çevresinin yakın plan ve panoramik renkli fotoğrafları çektirilip sınırları gösterilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, somut olayda zilyetlikle kazanma şartlarının ve varsa iradi terkin tespit tarihine göre belirleneceği gözetilerek taşınmazın kadastro tespit tarihinden evvel ne kadar süre ile kullanılmadığı, bu kullanılmayış süresinin tespit tarihi gözetilerek iradi terk sayılıp sayılamayacağı, zilyetliğin ekonomik amaca uygun olarak sürdürülüp sürdürülmediği değerlendirilerek tespitden evvel davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, davacı yönünden belgesizden zilyetlik yolu ile edilen taşınmaz miktarı araştırılmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 22.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.