Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10527 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20504 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ERDEMLİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/07/2014NUMARASI : 2013/380-2014/495Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu P. Köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 24 parsel sayılı 2.819,82 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 3402 sayılı Kanun'un geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları sırasında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle limon bahçesi vasfıyla Y.. T.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı E.. A.. ve A.. Ç.., imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 144 ada 24 parsel sayılı taşınmazın davalı Y.. T.. adına olan tapu kaydının iptali ile toplamda 2.819,82 pay itibariyle 1.294,82 payın davacı A.. Ç.., 1525 metrekare payın davacı E.. A.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Y.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu taşınmaz tescil harici iken 26/7/2012 tarihinde davalı Y.. T.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı taraf, çekişmeli taşınmazı imar-ihya ettikleri ve kendilerinin kullanımında olduğu iddiasına dayanmış, davalı taşınmazın müşterek murise aitken taksim sözleşmesi ile kendisine kaldığını savunmuştur. Davalının dayandığı taksim sözleşmesi dava konusu olmayan 144 ada 19 parsel sayılı taşınmazı kapsamakta olup, davalı taşınmaz taksime konu taşınmazın bitişiğindedir. Mahallinde dinlenen yerel bilirkişiler taşınmazın kimin kullanımında olduğunu bilmediklerini beyan etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın müşterek muristen kalıp kalmadığı ile muristen geliyor ise taksim edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Ne var ki mahkemece mahallinde yapılan keşifte taşınmazın muristen kalıp kalmadığı, davacıların imar-ihya edip etmediği araştırılmadığı gibi, davacıların taşınmazı kullanımının tereke adına olup olmadığı da soruşturulmamıştır. Bu tür eksik ve yetersiz araştırma ve incelemeye dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri tüm deliller toplanmalı, gerektiğinde taraflar arasındaki mirasçılık ilişkisini ve paylaşma olgusunu bilebilecek aynı yerdeki şahıslar arasından mahalli bilirkişi araştırması yapılarak ve bu yönde taraflara tanık bildirme imkanı verilerek mahallinde yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tarafların bildirdikleri ya da bildirecekleri tüm tanıklar ayrı ayrı dinlenilip bu şahıslardan çekişmeli taşınmazın ortak muristen gelip gelmediği, murisin ölümünden sonra taksime tabi tutulup tutulmadığı, taksime tabi tutulmuş ise kime isabet ettiği, taraflara birlikte ya da ayrı ayrı isabet edip etmediği, çekişmeli taşınmazın kim tarafından ne suretle kullanıldığı, taşınmazda zilyet olanların zilyetliğinin tereke adına olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı ve ayrıca uzun süredir davacılar tarafından zilyet olunması halinde nedenleri etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, taşınmazın müşterek muristen kaldığı ve taksim edilmediğinin anlaşılması halinde, taşınmaza zilyet olan mirasçı ya da mirasçıların zilyetliğinin tereke adına olduğu, kendileri yararına zilyetlik ile iktisap hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeli; usulüne uygun paylaşma olgusunun ispatlanması halinde ise uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği hususu düşünülmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, kadastro tutanağının edinme sebebinde bildirilen olaylara aykırı sonuçlara ulaşılması halinde de hazır bulundurulacak tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Y.. T.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 16.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.