MAHKEMESİ : YILDIZELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/02/2013NUMARASI : 2011/18-2013/257Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, Y. Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 26, 131 ada 244, 133 ada 29 parsel sayılı, Y. Köyü çalışma alanında bulunan 105 ada 11 ve 123 ada 4 parsel sayılı sırasıyla; 1.605.53, 3.341.49, 10.201.64, 2.905.50 ve 5.571.60 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan; 105 ada 11, 131 ada 244, 133 ada 29 parsel sayılı taşınmazlar davalı Z.. Ş.. adına, 123 ada 4 parsel sayılı taşınmaz eşit paylarla davalılar Osman ve Z.. Ş.. adlarına, 102 ada 26 parsel sayılı taşınmaz ise eşit paylarla davalılar Asım ve Z.. Ş.. adlarına tespit ve tescil edilmişlerdir. Davacılar, çekişmeli taşınmazların murislerinden intikal ettiği ve taksim edilmediği iddiasıyla miras payları oranında tapu iptal ve tescil istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Müdahiller D.. A.. ve arkadaşları, eldeki davanın alacaklılardan mal kaçırmak için açıldığını ileri sürerek davaya katılmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar A.. B.. ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece taşınmazların bağış yoluyla ortak murisin sağlığında davalılara geçtiği, taksimin araştırılmasına gerek olmadığı ve davacıların açması gereken davanın tenkis davası olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; davayı kabul eden davalıların beyanlarına değer verilmeyiş nedeni açıklanmadığı gibi, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazların müşterek muris İsmail'den kaldığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların murisin sağlığında davalı tarafa bağışlanıp bağışlanmadığı veya ölümünden sonra taksim edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Ne var ki mahallinde yapılan 1. keşifte yerel bilirkişiler taksim yapılmadığını, davacıların da hakkı olduğunu, 2. keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmazların taksim edildiğini beyan etmesine rağmen mahkemece beyanlar arasındaki çelişki giderilmemiş, taşınmazların taksim edilip edilmediği yeterince araştırılmamış ve davalılardan Asım ve Osman'ın kabul beyanları da hüküm yerinde değerlendirilmemiştir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri tüm deliller toplanmalı, gerektiğinde taraflar arasındaki mirasçılık ilişkisini ve paylaşma olgusunu bilebilecek aynı yerdeki şahıslar arasından mahalli bilirkişi araştırması yapılarak ve bu yönde taraflara tanık bildirme imkanı verilerek mahallinde yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında yerel bilirkişiler ve tarafların bildirdikleri ya da bildirecekleri tüm tanıklar ayrı ayrı dinlenilip bu şahıslardan çekişmeli taşınmazın ortak murisin ölümünden sonra taksime tabi tutulup tutulmadığı, taksime tabi tutulmuş ise kime isabet ettiği, taraflara birlikte ya da ayrı ayrı isabet edip etmediği, çekişmeli taşınmazın kim tarafından ne suretle kullanıldığı, taşınmazlarda zilyet olanların zilyetliğinin tereke adına olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı ve ayrıca uzun süredir davalılar tarafından zilyet olunması halinde nedenleri etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir rapor alınmalı, davalılardan Asım ve Osman'ın davayı kabul ettikleri hususu dikkate alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar Ayşe ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 16.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.