Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10512 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7162 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : GÖLE KADASTRO MAHKEMESİTARİHİ : 12/11/2013NUMARASI : 2006/799-2013/106Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında M.Köyü çalışma alanında bulunan kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 112 ada 14 ve 40 parsel sayılı 612,14 ve 6877,69 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Mehmet Z.. P.., 112 ada 35 parsel sayılı 7012,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz V.. Ç.., 112 ada 36 parsel sayılı 6561,48 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz S.. A.., 112 ada 37 parsel sayılı 8270,44 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz M.. Y.., 112 ada 38 parsel sayılı 7008,69 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Şemistan , 112 ada 39 parsel sayılı 11701,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz İ.. D.., 112 ada 13 ve 41 parsel sayılı 2318,56 ve 4660,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar M.. K.. adına, 112 ada 42 parsel sayılı 4982,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Fariz adına, 112 ada 15 parsel sayılı 1248,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla vasfıyla Z.. P.. adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, tapu kaydına dayanarak ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 112 ada 14, 15, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41 ve 42 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, davacı Hazine'nin dayandığı tapu kayıtlarının sınırlarının dava konusu taşınmazlarla örtüşmediği ve üç sınırının taşınmazlara uymadığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davaya konu taşınmazlar senetsizden davalılar adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine tapu kaydına dayanmıştır. Mahkemece davacı Hazine'nin dayandığı tapu kayıtları tedavülleriyle getirtilmemiş, mahallinde yapılan keşifte 14.08.1944 tarih 4 ve 6 no ile 22.11.1944 tarih ve 27 nolu tapu kayıtlarının yalnızca sınırlarının okunmasıyla yetinilmiş, tapu kaydının sınırlarında okunan yönlerin zeminde bulunup bulunmadığı yerel bilirkişi sözleri ile denetlenmemiştir. Tapu kaydı kapsamları 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 20. maddesinde belirtildiği şekilde yöntemince araştırılmadan, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriğiyle denetlenmediğinden mahkemece yapılan tapu kaydı uygulaması soyut nitelikle kalmıştır. Yine uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve eki haritada tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 20. maddesi hükmü uyarınca yöntemine uygun biçimde gösterilmediğinden, keşfi izlemeye ve bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan vermemektedir. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı Hazine'nin tutunduğu tapu kayıtları tedavülleriyle getirtilmeli, taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında tapu kayıtları uygulanıp kapsamı 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 20. maddesi gereğince belirlenmeli, tapu kaydının sınırları yerel bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, fen bilirkişisinden yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırları haritasında işaret etmesi istenilmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazların niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Diğer taraftan çekişmeli 112 ada 13 parsel sayılı taşınmaz dava konusu edildiği halde mahkemece sözü edilen parsel yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması da isabetsiz olup, davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.