MAHKEMESİ : DARENDE KADASTRO MAHKEMESİTARİHİ : 02/05/2014NUMARASI : 2006/390-2014/15Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında B. Mahallesi çalışma alanında bulunan 1180 ada 11 parsel sayılı 11.262,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ham toprak iken S.. K.. tarafından tarla olarak kullanılmaya başlandığı ancak zilyetlik süresi dolmadığı gerekçesiyle davalı Hazine adına tespit edilmiş, 1180 ada 41 parsel sayılı 341.784,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise mera niteliği ile orta malı olarak sınırlandırılmıştır. Davacı S.. K.., 1180 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 1180 ada 41 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü hakkında, davacılar Fatma ve arkadaşları ise 1180 ada 41 parsel sayılı taşınmazın bir kısım bölümleri hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacı S.. K..'in 1180 ada 11 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davasının kabulü ile bu taşınmazın davacı S.. K.. adına tapuya tesciline, davacı S.. K..'in 1180 ada 41 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davasının reddine, diğer davacıların davalarının kabulü ile çekişmeli 1180 ada 41 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A1) ve (B) harfleri ile gösterilen 2.355,50 ve 4.613,25 metrekarelik bölümlerinin davacı M.. Y.., (C) ve (D) harfleri ile gösterilen 26.879,04 ve 13.561,28 metrekarelik bölümlerinin davacı Fatma , (E) harfi ile gösterilen 12.454,74 metrekarelik bölümünün davacı E.. D.. ve (F) harfi ile gösterilen 19.558,62 metrekarelik bölümünün davacı E.. Y.. adına kayısı bahçesi niteliği ile tesciline, taşınmazın geri kalan bölümlerinin tespit gibi mera niteliği ile tescil harici bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine ve D.. B.. vekilleri ile davacı S.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların dava konusu 1180 ada 11 parsel sayılı taşınmaza ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmaz hakkındaki hükmün ONANMASINA,2- Davacı S.. K.. ile davalı Hazine ve D.. B..'nın dava konusu 1180 ada 41 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacılar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın belirli bölümlerinin mera sınırlandırmasının iptali ile adlarına tescili talebinde bulunmuştur. Mahkemece bir kısım davacılar yönünden kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı S.. K.. yönünden ise aksi gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, taşınmazın davaya konu olan bölümleri ile geri kalan bölümlerinin mera olup olmadığı yöntemince araştırılmamıştır. Bilindiği üzere bir yerin mera olarak kabulü için sadece o yerin tabii özellikleri itibariyle hayvan otlatılmaya müsait olması yetmez; aynı zamanda hukuki bir unsurun da buna eklenmesi gerekir. Bu hukuki unsur tahsis ve kadimden beri kullanmadır. Bir yerin mera sayılabilmesi için bu amaçla bir köy veya kasabaya tahsis edilmesi; bir tahsis bulunmadığı takdirde, kadimden beri o yerin mera olarak kullanıla gelmiş olması gerekir. Dosya kapsamından dava konusu 1180 ada 41 parsel sayılı taşınmazın kadastro komisyonunca 27.05.2006 tarihinde 3402 sayılı Kanun'un 16/B maddesine istinaden mera olarak sınırlandırıldığı ve kadimden beri B. Mahallesi halkı tarafından mera olarak kullanıldığı belirtilmek suretiyle kadastro tespitinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Yapılan araştırmada dava konusu taşınmaza ilişkin mera tahsis kararının bulunmadığı belirlenmiştir. Bu kapsamda mahkemece yapılacak iş; öncelikle çekişmeli taşınmazın kadim mera olup olmadığının tespit edilmesidir. Kadim, başlangıcı bilinemeyecek kadar eski olan demektir. Süresi ne kadar uzun olursa olsun başlangıcı bilinen kullanma veya intifa kadim sayılmaz. Bu sebeple, bir taşınmazın mera olarak kullanılmaya başlandığını belli bir tarihe bağlamak mümkünse kadimden bahsedilemez. Çekişmeli taşınmazın kadim mera olduğunun tespit edilmesi halinde meraların özel mülkiyete konu teşkil etmeyeceği göz önüne alınarak zilyetliklerine itibar edilemeyeceğinden davacıların davalarının reddine karar verilmelidir. Kadim mera olmadığının anlaşılması halinde ise 20 yılı aşan kazanmayı sağlayan zilyetliklerinin bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerekir. Bunun için ziraat ve teknik bilirkişi ile komşu köy/mahallelerde oturan ve davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, tarafların aynı nitelikteki kişiler arasından bildirecekleri tanıkları ve tüm kadastro tespit bilirkişilerinin katılımı ile mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, zilyetliğin kimden kime ve nasıl geçtiği, çekişmeli taşınmazın öncesinin kadim mera olup olmadığı çekişmeli taşınmaz imar-ihyaya konu edilmiş ise önceki niteliği ile imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp, hangi tarihte tamamlandığı, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi kuşkuya yer bırakmayacak biçimde tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak, yöntemince giderilmeli, kadastro tespit tutanağının edinme sebebinde bildirilen olaylara aykırı sonuçlara ulaşılması halinde, tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalıdır. Taşınmaz bölümlerinin zilyetlikle edinilmesi mümkün yerlerden olduğu sonucuna varılması halinde kullanımın aralıksız olarak 20 yıla ulaşıp ulaşmadığı, taşınmazın kısa süreli olarak zorunlu nedenlerle kullanamama halinin iradi terk sayılamayacağı da göz önüne alınmak suretiyle değerlendirilmelidir. Bundan sonra keşfe katılacak ziraatçi bilirkişiden çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, zilyetlikle edinilebilecek kültür arazisi olup olmadığını açıklayan, gerektiğinde çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenen uzman fen bilirkişisinden ise keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak veren ayrıntılı rapor alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi kabule göre, keşifte taşınmazın geri kalan bölümlerinde köylülerce hayvan otlatıldığı belirtildiği halde, tescile karar verilen bölümlerle kalan bölüm arasında ayırıcı nitelikte doğal bir unsur olup olmadığının değerlendirilmemesi de isabetsiz olup, davacı S.. K.. ile davalı Hazine ve D.. B.. vekillerinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle dava konusu 1180 ada 41 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükmün BOZULMASINA, 16.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.