MAHKEMESİ : PÜTÜRGE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/05/2014NUMARASI : 2012/29-2014/36Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu Y.Köyü çalışma alanında bulunan 105 ada 16 parsel sayılı 175,24 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar murisi Cafer Karaca adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı H.. B.. ve müşterekleri, irsen intikal, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı H.. B.. ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda, davacı H.. B.. ve müşterekleri dava konusu 105 ada 16 parsel sayılı taşınmazın murisleri Memet Bek'ten intikal ettiği, kendilerine ait 105 ada 15 parsel sayılı taşınmazın devamı olduğu, bütün halinde tarımsal faaliyette kullandıkları iddiasıyla dava açmışlardır. Davalı taraf, çekişmeli taşınmazın kendi dedelerinden kaldığı, davacılarla ilgisinin bulunmadığını belirtmişlerdir. Mahkemece, dava konusu edilen 105 ada 16 parsel sayılı taşınmazın mahalli bilirkişi ve tanık beyanına göre davalılara ait olduğu, davacıların davasını ispatlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine dair hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece keşif mahallinde dinlenen yerel bilirkişiler genel olarak, dava konusu taşınmazın Osman'ın dutları olarak bilindiğini, dört kardeşe ait olduğunu, davalılarla akrabalıkları bulunduğunu belirtirken, duruşmada dinlenen davalı tanığı Ö.. H.., davalılar murisi Cafer ait olduğunu belirtmiştir. Mahkemece dinlenen yerel bilirkişiler ve tanıktan, taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri, ne şekilde zilyet edildiği, ziraat bilirkişisi tarafından taşınmaz üzerinde bulunduğu belirtilen ağaç ve karpuzları kimin ekip diktiğinin sorulmadığı, ayrıca Osman isimli kişinin davalılarla akrabalığı bulunduğu belirtilmişse de, akrabalık ilişkisinin nereden geldiği hususunun sorulup, nüfus kayıtları ile de denetlenmeden soyut beyanlara dayanarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için çekişmeli taşınmazı iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve uzman bilirkişiler hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, ayrı ayrı düzenlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu kimden kime kaldığı taşınmazda sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı yerel bilirkişi ve tanık beyanları çeliştiği takdirde çelişki giderilmeye çalışılmalı beyanlarda belirtilen akrabalık durumu gerektiğinde nüfus kayıtları ve veraset ilamları ile denetlenmeli, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı H.. B.. ve müşterekleri vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 15.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.