Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10420 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 974 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ORDU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden Taliye vs. vekili Avukat ile aleyhine temyiz istenilen ..... vs. vekili Avukat ... Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Kadastro sonucunda K. Köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 10 ve 11 parsel sayılı 13.120.73, 315,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalılar ..., Taliye ve ..... adına tesbit ve tescil edilmiştir. Davacılar ..... ve arkadaşları taşınmazların murisleri İsmail kaldığını, davalıların bir hakkının bulunmadığını öne sürerek kendi adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların davacılar adına eşit paylarla tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece çekişmeli taşınmazların davacıların murisine ait olduğunu, muris tarafından davalılara satılmadığını, davalı tarafın kullanımında olmasının malik değişimi şeklinde olmadığı, davacıların murisinin sağlık sorunları nedeniyle bunamış olduğu, taşınmazların köye çok uzak olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermek için yeterli bulunmadığı gibi hükmün gerekçesi dahi dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacılar taşınmazların muris babaları İsmail ait iken onun yaşlılığından ve akli melekelerini yitirmesinden istifade edilerek davalıların murisleri ve sonrasında da davalılar tarafından ele geçirilmek suretiyle kullanıldığını öne sürerek dava açmışlar, davalı taraf ise çekişmeli taşınmazların yıllar önce davacıların murisi tarafından kendi murislerine satıldığını savunmuşlar, dosyaya bir kısım satış senetleri sunmuşlardır. Mahkemece, keşifte dinlenmek üzere kolluk aracılığıyla yerel bilirkişi tespiti yapılmış, gelen cevap 21.07.2008 tarihli duruşmada okunmuş, davalı taraf; ... isimli bilirkişiyi kabul etmediklerini diğer bilirkişilere bir itirazlarının bulunmadığını bildirmelerine rağmen mahkemece yapılan keşifte bir tek Hasan dinlenmek suretiyle hüküm kurulmuş, tarafların bildirdikleri tanıklar dinlenmemiş, satış senetleri taşınmaz başında uygulanarak senetlerin taşınmazları kapsayıp kapsadıkları belirlenmemiş, satış senetlerinde imzaları bulunan tanıkların da satış ile ilgili bilgi ve görgülerinin belirlenmesi için dinlenmesi gerektiği düşünülmemiş, yapılan keşifte davacı ... 118 ada 11 parsel sayılı taşınmaz ile bir alakalarının olmadığını yanlışlıkla dava açıldığını belirttiği, davacılar vekilinin bu hususta müvekkilleri ile görüştükten sonra beyanda bulunacağını söylediği halde davacı tarafın 11 parsel sayılı taşınmaz hakkında davalarının olup olmadığı hususu açıklığa kavuşturulmamıştır. Diğer yandan eldeki dava şahıslar arasındaki çekişmeden kaynaklandığı, Orman İdaresi ya da Hazine taraf olmadığı halde, taşınmaz başında yerel bilirkişi ve tanık dinlenmeksizin orman bilirkişisi ve zirai bilirkişisi refakate alınmak suretiyle ikinci bir keşif yapılarak adı geçen bilirkişlerden rapor alınmasının dahi usul ekonomisine aykırı bulunduğu gözardı edilmiştir. O halde öncelikle; davacı tarafın 186 ada 11 parsel sayılı taşınmaz hakkında açtıkları davaya devam edip etmedikleri hususu sorularak açıklığa kavuşturulmalı, daha sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; tarafların bildirmiş olduğu tanıklar, davacıların tutunmuş oldukları senetlerde adı geçen tanıklar ile fen bilirkişisi hazır olduğu halde taşınmazlar başında keşif yapılmalı, yapılacak keşifte, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklarından taşınmazın kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, davalı tarafın tutunduğu senetlerde belirtilen taşınmazların dava konusu edilen taşınmazlar olup olmadığı, davacıların murisi tarafından davalı tarafa satılıp satılmadığı sorulmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu taktirde usulüne uygun şekilde çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden senetlerde belirtilen yerlerin dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı yönünde keşfi denetlemeye elverişli, açıklayıcı rapor alınmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Hal böyle olunca; mahkemece böylesine eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren temyiz edenlere verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 15.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.