Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10352 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22411 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : AHLAT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/10/2014NUMARASI : 2013/100-2014/174Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu İ. Köyü çalışma alanında bulunan 604 ada 8 ve 18 parsel sayılı 230.866,25 ve 2.410,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 8 parsel sayılı taşınmaz kamu orta malı niteliğinde mera vasfıyla sınırlandırılmış, 18 parsel sayılı taşınmaz ise devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeni ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı S.. K.., irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 604 ada 18 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı S.. K.. adına tapuya tesciline, 604 ada 8 parsel yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemelerce tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine uyumlu olması zorunludur. Mahkemece; kısa kararda “davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 604 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı S.. K.. adına kayıt ve tesciline, 604 ada 8 parsel yönünden davanın reddine” şeklinde hüküm kurulduğu halde, gerekçeli kararda “604 ada 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne, 604 ada 18 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili davanın reddine” şeklinde hüküm kurulmuş ve bu şekilde kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Kısa kararın gerekçeli karara aykırı olması, mahkemelere olan güveni zedeleyeceği gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 298/2. maddesine de aykırılık oluşturmaktadır. Bu durum; 10.4.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararı uyarınca bozma nedenidir. Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.