Tebliğname No : 11 - 2010/224888MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 15/02/2010NUMARASI : 2009/43 (E) ve 2010/133 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.İş takipçiliği yapan sanığın, Bağkur' dan emekli edebileceğini söyleyerek katılandan vekaletname aldığı, Bağ-kur borçlarının kapatılması için de 13.000 TL para gerektiğini söylemesi üzerine katılanın bankadan kredi çektiği ve 11.800 TL parayı sanığa vermesine rağmen sanığın sürekli olarak kendisini oyaladığı, emeklilik işlemlerini yapmadığı gibi, katılanın parasını da geri vermediği, böylece hileli hareketlerle haksız menfaat temin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, 1-Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından; sanığın, parayı aldıktan sonra 2008 yılının ilk dört ayında, katılana ait Bağ-Kur taksitlerini ödediğini, geri kalan paranın ise elinde olduğunu, istenmesi halinde katılana verebileceğini, katılanın imza atmak için kuruma gelmemesi nedeniyle prim affından yararlanamadığını belirtmesi karşısında, ilgili kuruma yazı yazılarak katılanın borcu için hangi tarihlerde kim tarafından para ödendiği, sanık tarafından emeklilik için başlatılan bir işlem olup olmadığının sorulması, buna dair bilgi ve belgelerin dosyaya konulması, katılanın yeniden ifadesinin alınarak, sanığın, söz konusu borç için bir ödeme yapıp yapmadığının ayrıntılı olarak sorulması, sanığın suç işleme kastıyla hareket edip etmediğinin karar yerinde tartışılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmeyerek eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Kabule göre de, 5237 sayılı TCK'nın 53/3. maddesi gereğince,mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı Kanun'un 53/1. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmeyerek hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.