Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9874 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17307 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/197906MAHKEMESİ : Turgutlu 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 09/02/2010NUMARASI : 2009/245 (E) ve 2010/85 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Şikayetçinin asker arkadaşı olan sanığın, suç tarihinden 5 ay önce şikayetçiyi telefon ile arayarak evinde gömü altın bulduğunu, paraya çevirmek için yardım istediğini belirttiği, şikayetçinin de kabul ederek Turgutlu ilçesine gittiği, burada sanık ve yanında bulunan açık kimliği tespit edilemeyen bir kişi ile buluştuğu, sanığın şikayetçiye bir adet numune altın verdiği, şikayetçinin numune altını kuyumculara göstererek gerçek olduğunu öğrenmesi üzerine, altınların devamını 35.000 TL karşılığında satın almak üzere sanıkla anlaştığı, sanığın içinde altın bulunduğunu belirttiği çantayı şikayetçiye teslim ettiği, karşılığında şikayetçiden aldığı parayı açık kimliği tespit edilemeyen ve Kenan olarak hitap ettiği şahsa verdiği, bu şahsın paralar ile yanlarından ayrılması üzerine sanığın da "Kenan'ı çağırıp geleceğim." diyerek şikayetçinin yanından ayrıldığı, sonrasında şikayetçinin kendisine verilen çanta içerisinde kum olduğunu fark ettiği iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda; şikayetçinin 27/02/2008 tarihinde kollukta verdiği ifadede, asker arkadaşı olan sanık ve yanında bulunan Kenan isimli şahsın gömü altını satma vaadiyle kendisini dolandırdıklarını beyan etmesi, kovuşturma aşamasında Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile mahkemeye gönderdiği 04/05/2009 havale tarihli dilekçede ise, sanığın ve yanında bulunan N. B. isimli şahsın kendisini silahla tehdit ederek para çantasını zorla almak suretiyle yağma eylemini gerçekleştirdiklerini iddia etmesi, şikayetçinin bu şekildeki çelişkili beyanları dışında sanığın aleyhine delil bulunmaması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, şikayetçinin ifadesine başvurularak, beyanlarındaki çelişkinin giderilmeye çalışılması, sanığın yanında bulunduğunu iddia ettiği N. B. isimli şahsın açık kimlik ve adres bilgilerinin sorularak temin edilmesi halinde ifadesine başvurulması, ayrıca hakkındaki soruşturma evrakı tefrik edilen Kenan isimli şahıs hakkında yürütülen soruşturmanın akıbetinin araştırılması ve bütün deliller toplandıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.