Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 987 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 23443 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkDolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine yönelik hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın, katılanların çalıştıkları ..... sanayisindeki işyerlerinde aracını tamir ettirirken, katılanlardan ..... babası olan tanık .... konuştukları, konuşma sırasında sanığın bu tanığa enerji bakanlığında çalıştığını bakanlığa tamirci alınacağını, tamir işini yapan katılanların herhangi bir müracaatlarının olup olmadığını sorduğu, tanığın da katılanlara bu durumu anlattığı, katılanlarında müracaat etmek istediklerini söylemeleri üzerine sanığın kendisinin sorumlu ve yetkili olduğunu belirtip, gereken belgeleri hazırlamalarını söyleyip ertesi sabah sanığın arabası ile gelerek tanıktan kişi başı 325 TL den toplam 650 TL'yi aldığı ve katılanlardan .... ile ..... gittikleri, .....enerji bakanlığında katılan ..... belli bir yerde bekletip kendisinin bir yerlere gidip geldiği, daha sonra sanığın tanığı arayarak müracaatlarının kabul olduğunu, güvenlik soruşturması yapılacağını, posta ile yapılırsa uzun zaman alacağını, elden takip edilirse biraz para gerektiğini, kabul olunursa bu paranında iade edileceğini söyleyerek isim ve banka hesap numarası vererek kişi başı 1.500 TL civarında para istediği, tanığın bu parayı yatırmak için bankaya gittiğinde daha önce tanıdığı veznedarına sorduğu, bu kişinin de tanığa sınav olmadan devlet dairesine girilemeyeceğini söylemesi üzerine yaptıkları araştırma sonucu dolandırıldıklarını anladıkları olayda,1-Eylemin tek olduğu ve aynı suçun tek fiille birden fazla kişiye işlenmesi nedeniyle, zincirleme şeklinde gerçekleştiği, bu nedenle sanığın TCK'nın 157/1, 43/2. maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, sanığın eylemlerinin her iki katılana karşı ayrı ayrı suç oluşturduğu kabul edilerek yazılı şekilde hükümler kurulması suretiyle fazla ceza tayini,2-5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğun, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar, üstsoyu ile diğer kişiler yönünden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.