Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 98 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 22387 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2012/206889İNCELENEN KARARIN;MAHKEMESİ : Konya 3. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 10/05/2012NUMARASI : 2012/28, 2012/225 SANIK : F.. Y..SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkûmiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.İlgili kurum tarafından iadesi istenilen sahte abonelikle ilgili belgeler hakkında zamanaşımı süresi içerisinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.Sanık F.. Y..'nın, arkadaşı olan katılan S.. Y..'nın nüfus cüzdanındaki fotoğrafı çıkarıp, kendisine ait olanı yapıştırmak suretiyle elde ettiği sahte nüfus cüzdanı ile şikayetçi kuruma müracaat ederek ADSL ve telefon aboneliği tesis ettirdiği, bu konuda düzenlenen ve özel belge niteliğinde bulunan sözleşmeleri şikayetçi S.. Y..'ya atfen imzaladığı, tahakkuk eden hizmet bedelinin ödenmemesi üzerine şikayetçi hakkında Türk Telekom A.Ş tarafından icra takibi başlatılması üzerine sözleşmelerdeki imzanın şikayetçiye ait olmadığının tespit olunduğunun iddia edildiği olayda;Sanığın eyleminin TCK’nın 158/1-d. maddesinde yer alan kamu kurumu niteliğindeki nüfus müdürlüğünün aracı kılınması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış olup, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin (1), (2) ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve 2014/140-2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle koşullarının oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın suç işleme kastının bulunmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, anılan maddenin verdiği yetkiye istinaden sanık hakkında kurulan hüküm fıkralarından, 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin tamamen çıkartılıp yerlerine, "5237 sayılı TCK'nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.