Tebliğname No : 15 - 2012/11613MAHKEMESİ : Üskadar 3.. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 29/11/2011NUMARASI : 2011/80 (E) ve 2011/424 (K)SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanığın babası Ü.. D.. ile katılan arasında geçmişe dayalı bir ticari ilişki bulunduğu, bu kapsamda sanığın kendi adına çek karnesi alamaması nedeni ile kızı adına açılan çek hesabına bağlı olan defterden çek keşide etmek suretiyle katılandan aldığı araçları Afyonkarahisar'da sattığı, suça konu Kuveyt Türk Bankasına ait 26.11.2008 tarihli 9.000,00 TL, 25.11.2008 tarihli 15.000,00 TL, 07.11.2008 tarihli 10.000,00 TL bedelli çeklerin bankaya ibrazlarında karşılıksız çıkmaları üzerine suça konu çekler ile ilgili olarak sanık E.. D.. hakkında Üsküdar 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde karşılıksız çek keşide etme suçundan açılan kamu davasında beraat ettiği, bu kez aynı çekler ile ilgili olarak nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlaması ile Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davasının açıldığı somut olayda; sanık E.. D.. hakkında aynı çekler ile ilgili olarak nitelikli dolandırıcılık suçlaması ile Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesinde başka bir dava daha açıldığı ve 2011/148 esassayılı dosya üzerinden yargılama yapılarak 06.07.2011 tarihinde karar bağlandığı, bu dosyanın da Dairemizin 2013/2335 esas numarasını alarak 15.05.2014 tarihinde bozulduğunun anlaşılması karşısında öncelikle aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunan her iki dosyanın birleştirilmesi, suça konu çeklerin hangi araçların satışı için ne zaman verildiklerinin araştırılarak toplanacak bütün delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.