Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9636 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18191 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 2 - 2012/166592MAHKEMESİ : Adana 1. Çocuk MahkemesiTARİHİ : 15/05/2012NUMARASI : 2011/801 (E) ve 2012/503 (K)SUÇ : Hırsızlığa teşebbüs, mala zarar vermeDosya incelenerek gereği düşünüldü;1-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlığa teşebbüs suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;5271 sayılı CMK'nın 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMK'nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran suça sürüklenen çocuğun haklarını ortadan kaldırmayacağından, temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,2- Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. a-Suça sürüklenen çocuğun, Barbaros Mahallesi'nde bulunan Türk Telekom'a ait kablo çukurunun kapağını açmak suretiyle kabloları keserek çaldığı sırada, güvenlik görevlilerini görünce ara sokağa kaçtığı, ertesi gün kabloları yakarken yakalandığı, bu şekilde gerçekleşen eyleminin mala zarar verme suçunu oluşturduğunun iddia edildiği olayda; suça sürüklenen çocuğun suçu işlemediğini, olay günü okulun yanında bulunan bahçeden duman gelmesi üzerine arkadaşları H. Ş., S. A., İ. E. ve M. Ç. ile birlikte bakmaya gittiğini, bu sırada polislerin geldiğini, herkesin kaçması üzerine korkarak kaçtığını belirtmesi karşısında, maddi gerçeğin şüpheye yer bırakmayacak şekilde açığa çıkarılması bakımından, 04.10.2011 tarihli yakalama tutanağında imzası bulunan tutanak mümzileri ile sanığın savunmasında adları geçen H. Ş., S. A., İ. E. ve M.Ç. tanık olarak dinlenerek olaya ilişkin bilgi ve görgülerinin tespitinden sonra sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, b-Kabule göre de;Suça sürüklenen çocuk tarafından katılan kuruma ait telefon kablolarının çalınmak istenmesi sırasında zorunlu olarak kesilmesi suretiyle, çalınmak istenen malın aynına zarar verildiği anlaşılan olayda, eylemin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden her iki suçtan hüküm kurularak fazla ceza verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.