MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçundan yapılan yargılama sonunda kısa karar ve gerekçeli kararda 157/1. madde yazılması gerekirken 150/1. madde yazılmış olması ile sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının paraya çevrilmiş olmasına karşın kararda ilgili yasa maddesi olan TCK 52. maddenin yazılmamış olmasının mahallinde düzeltilme imkanı bulunan maddi hata olması nedeniyle, katılan tarafından sanığa farklı tarihlerde birden fazla defa para gönderililmiş olmasına rağmen TCK 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanma ihtimali değerlendirilmeyerek hüküm kurulmuş olması ise aleyhe temyiz olmaması sebebiyle bozma nedeni yapılmamıştır.Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; sanığın, 1932 doğumlu olup eşi vefat etmiş ve yeniden evlenmeyi düşünen katılan ile minibüste yolculuk yaptıkları esnada tanıştıkları, katılanın sohbet sırasında bu düşüncesini sanığa ilettiği, sanığın da Samsun'da bulunan tanıdığı bir bayanla katılanı evlendirebileceğini ancak kadının getirilebilmesi için paraya ihtiyaç olduğunu söylediği ve katılandan para istediği, katılanın GençosmanPTT Merkez Müdürlüğü 15.02.2010 tarihli yazı cevabında belirtildiği gibi 21.05.2007 ve 10.01.2008 tarihleri arasında toplam 1.030,00 TL'nin havale yoluyla katılandan sanığa gönderildiği, ayrıca bir miktarda elden olmak üzere toplam 2.600,00 TL'yi çeşitli bahaneler ve hileli davranışlar gösterip katılanı evlendireceği vaadiyle aldatıp onun zararına olarak kendisine yarar sağlayarak katılanı dolandırdığı, sanığın kısmi ikrarını içeren savunması kovuşturma aşamasında mahkemeye hitaben gönderdiği yazı içerikleri, katılan beyanı, PTT yazı cevabı ile tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak "120 gün", "100" gün, "2000TL" adli para cezası teriminin tamamen çıkartılarak yerine, "5 gün", "4 gün" "80TL" adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.