Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9350 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19840 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu malına zarar verme, tehdit HÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.Sanığın hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen diğer sanık ... ... ile yaptıkları tartışma sonucunda çıkan kavgada, sanığın emanette bulunan kuru sıkı tabanca ile havaya ateş etmek suretiyle ...’nin üzerine yürüdüğü ve akabinde kendisini olay yerinden alan polis ekibinin otosunun camını kırarak zarar verdiği olayda, kamu malına zarar verme ve silahla tehdit suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;01.03.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 50. maddesinin 6. fıkrasında yer alan “yaptırımın” ibaresi “tedbirin” olarak değiştirilerek, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106. maddesinin 4. ve 9. Fıkraları yeniden düzenlenmiş ve 10. fıkrası yürürlükten kaldırılmış olup, adli para cezalarının tamamının bu değişiklikten sonra 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinde belirtilen yönteme uygun biçimde infaz edileceği ve hapisten çevrilen adli para cezasının yerine getirilmemesi durumunda, 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından "TCK’nın 50/6. maddesi gereğince; hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan tebligata rağmen 30 gün içinde ilk taksitin ödenmemesi veya taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamen tahsiline ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına" ilişkin kısmın çıkarılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.