Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9292 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18241 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli mala zarar verme, hakkı olmayan yere tecavüz HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Aydın Germencik İlçesi Naipli köyü sınırları içerisinde devletin hüküm ve tasarufu altında bulunan; ancak katılan ...'in fiili hakimiyetinde olan arazinin, bir hakka dayanmaksızın sanıklar tarafından işgal edildiği ve söz konusu arazide dikili bulunan 23 adet zeytin fidanın da sanıklarca söküldüğünün iddia edildiği olayda;1-Sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;Sanıklar ..., ... ve ...'ın işçi olarak söz konusu araziye girerek 23 adet zeytin fidanlarını sökmeleri şeklindeki eylemlerini, bir başkasına ait olduğunu bilerek zarar verme veya fiilen işgal etme kasıtlarıyla gerçekleştirdiklerine ilişkin somut ve inandırıcı delillerin elde edilemediği, sanık ...'nin ise aşamalarda verdiği savunmalarında; söz konusu arazi üzerinde yıllardır kendisinin tarımsal faaliyette bulunduğunu, arazide bulunan ve 2-3 yaşlarında oldukları bilirkişi raporuyla tespit edilen zeytin fidanlarının kendisi tarafından dikildiğini, bakımlarının da kendisi tarafından yapıldığını beyan ettiği, katılan ...'in, soruşturma aşamasında verdiği ifadesinde;söz konusu arazinin asıl sahibinin sanık ... olduğunu belirttiği, yargılama aşamasında ise söz konusu arazinin 2005 yılından bu yana kendisi tarafından kullanıldığını beyan ettiği, soruşturma ve yargılama aşamasında verdiği ifadelerinin bir biri ile çeliştiği, sanık ...'ın her aşamada aynı doğrultuda olan ve tanık Hayrettin Karakaya tarafından da doğrulanan savunmalarının akisini gösteren somut herhangi bir belirlemenin yapılamadığı gibi somut olayda sanığın suç kastıyla hareket ettiğine ilişkin de delil elde edilemediğinin anlaşılması karşısında; kuşkudan sanık yararlanır ilkesi dikkate alınarak; sanık ... ile ilgili beraat kararının bozulmasını isteyen düşünce benimsenmemiş ve sanıkların beraatlerine dair kararlarda bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,2-Sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;Sanığın hüküm tarihinden sonra 16.12.2012 tarihinde vefat ettiğinin UYAP sistemi aracılığıyla Mernis'ten temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında; hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK'nın 64/1. Maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş katılan ... ile ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.