Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9258 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18228 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 6 - 2011/410489MAHKEMESİ : Didim(Yenihisar) 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 20/10/2011NUMARASI : 2011/209 (E) ve 2011/506 (K)SUÇ : Mala zarar vermeDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Suça sürüklenen çocuğun, katılana ait motorsikleti çalmak için demir kilidini ve zincirini testereyle keserek mala zarar verme suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, suça sürüklenen çocuk ve katılan beyanları, görgü ve tespit tutanağı, görüntü kayıtları ve tüm dosya kapsamına göre, suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiği sabit olmakla, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre o yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Suç tarihinde 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuğun, üzerine atılı suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamayacağının değerlendirilmesi açısından; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35/1. ve Çocuk Koruma Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/2. maddesi gereğince zorunlu olan sosyal inceleme raporu alınmadan ve aynı Kanun'un 35/3. maddesine göre de sosyal inceleme yaptırılmamasının gerekçesi gösterilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2-5237 sayılı TCK'nın 50/2. maddesine göre, suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hâllerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu cezanın artık adlî para cezasına çevrilmeyeceğinin belirtildiği, aynı Kanun'un 50/3. maddesine göre de, daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezasının, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceğinin hüküm altına alındığı dikkate alınarak, suça sürüklenen çocuk hakkında somut olayda, hapis cezası tercih edildikten sonra, belirtilen hükümler çerçevesinde, tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı adli para cezası dışında diğer seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.