MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : 1-TCK'nın 158/1-f-son, 62/1, 52/2-4, 53/1 maddeleri gereğince mahkumiyet 2-TCK'nın 204/1, 62/1, 53/1 maddeleri gereğince mahkumiyetNitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanık ile katılanın yetkilisi olduğu şirket arasında ticari ilişkinin olduğu, sanığa verilen mallar karşılığından çekler alındığı ve bunların ödendiği, suça konu çekin de sanık tarafından verildiği, ancak bu çekin rastgele imzalandığı veya bir başkasına imzalatıldığı, daha sonra sanık tarafından çekteki imzanın inkarı yoluna gidilerek ödemeden kurtulduğu, bu şekilde haksız menfaat temin etmek suretiyle üzerine atılı suçları işlediği iddia edildiği olayda;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/03/1998 tarih ve 6/8-69 E. K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar veya borç kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı, somut olayda; söz konusu çekin önceden doğan borç ilişkisi nedeniyle verildiğinin anlaşılması karşısında nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, önceden verilen açık ya da örtülü rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde de zarar vermek bilinci bulunmayacağı, bu konuda kastın varlığından söz edilmeyeceği, buna göre sanık, sözkonusu çekin kendisi yerine ölen işçisi... tarafından imzalanmış olabileceğini savunması ve sanığın suça konu çekin keşide edilmesinde örtülü rızasının bulunduğunun anlaşılması karşısında; resmi belgede sahtecilik suçunun da oluşmayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde, her iki suçtan mahkumiyet hükümleri kurulması,Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 01.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.