Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 909 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13007 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/69783MAHKEMESİ : Kayseri 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 11/11/2009NUMARASI : 2009/370 (E) ve 2009/443 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Ticarî faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla,bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan yada şirket adına hareket eden kişilerin ticarî faaliyetleri sırasında işlenmesi, TCK'nın 158/1-h bendinde nitelikli hâl kabul edilmiştir. Bu kavramlar Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir.Türk Ticaret Kanunu Madde 14 de, Tacir;"(1) Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. “denilmektedir.Ticaret şirketleri, aynı yasanın Madde 124 de;”(1)Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.(2) Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır.Kooperatif yöneticilerinin,kooperatifin faaliyeti kapsamında, dolandırıcılık suçunu işlemeleri de nitelikli hâl, kabul edilmiştir.Üye sayısı dolmasına rağmen, üyeliğe kabulün devamından bahsederek üye kayıt edilmiş gibi kişinin parasının alınması bu suç tipine örnek gösterilebilir. Kooperatif yöneticilerinin kimler olduğu 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 55. ve devamı maddelerinde tanımlanmıştır. Madde 55 - Yönetim Kurulu, kanun ve anasözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır.Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir.Bu suçun oluşabilmesi için,Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir.Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir.Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kişi yada kooperatif yöneticisi olabilir.Sanık İ.. E..'nün S.S. ... Konut yapı Kooperatifinin başkanı, N.. G..'in ise yönetim kurulu üyesi oldukları, diğer üyelere evlerinin dağıtımı için kura çekiminin 05/10/2002 tarihinde yapıldığı halde kooperatif yönetimi tarafından, bu husus açıklanmadan katılanı 03.02.2003 tarihinde kısa süre sonra inşaatların tamamlanacağını söyleyerek üye yaptıkları, katılan aidatlarını ödemeye devam ettiği, katılanın bir kısım dairelere yerleşilmiş olduğunu görerek yönetime başvurduğunda, "biz evlerin dağıtımını yaptık, size daire kalmadı, yap-sat işine döndük, ödediğiniz miktarı alıp gidin" demek suretiyle dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilen olayda;1-Sanıklar İ.. E.. ve N.. G.. hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlere yönelik incelemede: Katılanın iddiası, sanık İ.. E..'nün “kura çekimleri önceden yapılmıştı. Kalanlar da parasını alıp ayrıldı. Sadece katılan parasını almadı.” şeklindeki beyanı ile iddiayı kısmen doğrular biçimdeki beyanı, kooperatife katılan üye olarak kaydolduktan sonrada üyeler alındığı halde kooperatif tarafından yeni konutlar yapılacağına ilişkin her hangi bir bilgi bulunmaması karşısında, maddi gerçeğin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması açısından kooperatifin kuruluş amacının ne olduğu, kaç adet bina yapıldığı, kuraların hangi tarihte çekildiği, hangi tarihte fiili teslimlerin yapıldığı, kura çekilenlerin tamamına teslim yapılıp yapılmadığı, katılandan sonra üye olan her hangibir üyeye ev teslimi yapılıp yapılmadığı hususlarının denetime olanak sağlayacak şekilde işin uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetine kooperatif belgeleri ve gerekli diğer belgeler üzerinde inceleme yaptırılıp rapor aldırıldıktan sonra sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,2-Sanık M.. A.. hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede: Sanığın hüküm tarihinden sonra 18.03.2011 tarihinde vefat ettiğinin UYAP üzerinden MERNİS'ten temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında; hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK'nın 64/1.maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.