Tebliğname No : 11 - 2010/186485MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 08/12/2009NUMARASI : 2009/505 (E) ve 2009/1208 (K)SUÇ : Güveni kötüye kullanma, mala zarar vermeDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Mala zarar Verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur.Bu bakımdan,söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Katılan M.. T..'ın üzerine kayıtlı 42.... plakalı aracı oğlu M.. Ö..'ın kullandığı, katılan Mehmet'in babası katılan İ. arayarak tanıdığı olan sanık M.. C..'un eve gelerek aracı alacağını ve bu bujilerini değiştireceğini söylemesi üzerine, sanık Mehmet Ali'nin eve gelip, katılan İ. eşinden anahtarı alarak aracı götürdüğü, daha sonra aracı tamir ettiğini söyleyip aracı katılan İsmail'in diğer oğlu H. evinin önüne getirip anahtarı da H. eşine verdiği, fakat anahtarı vermesine rağmen aracı çevreden aldığı yardım ile itekleyerek çalıştırıp götürdüğü ve aracı diğer sanık İ.. B.. ile parçaladıklarının iddia edildiği somut olayda; sanık İ.. B..'in, "sanık Mehmet Ali’nin kaportacı arkadaşı S. Ş. bana sanık Mehmet Ali’de bir araba olduğunu ve bunun parçalarını satın alabileceğimi söyledi, ayrıca S. Ş. söz konusu aracın müşteki M.. Ö..’a ait olduğunu, satış hususunda sanık M. A.nin aracılık yapacağını belirtti, ben diğer sanık Mehmet Ali’nin telefonu ile müşteki M.. Ö.. ile görüştüm, müşteki M.. Ö.. kendisinde Wolskvagen Caddy marka araç olduğunu bu aracı satmak istediğini belirtip, aracın yerini bize söyledi, daha sonra sanık Mehmet Ali’nin telefonu ile müşteki M.. Ö..’la telefonda aracın satışı hususunda pazarlık yaptık ve aracı satın aldım" şeklinde beyanda bulunması, sanık M.. C..'un da diğer sanığı doğrulaması ve iletişimin tespiti tutanaklarından da sanık İ. ile katılan Mehmet'in telefonla görüştüklerinin belirlenmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, sanıkların savunmaları doğrultusunda katılan Mehmet'in ayrıntılı beyanının alınması gerekirse katılan ile sanıkların yüzleştirilmesinden sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre,1-Sanık M.. C..'un tamir için götürdüğü aracı, katılan İsmail'in gelini olan tanık H. Ö. evinin önüne getirdiği, anahtarı ona verdiği, bilahare katılanın rızası dışında anahtarsız iterek çalıştırıp, götürdüğünün iddia ve kabul edilmesi karşısında; sanıkların eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyete hükmolunması,2-Sanıkların eyleminin hırsızlık olarak kabulü halinde hırsızlık suçunun konusunun çalınan araç olduğu, bu nedenle aracın çalındığı esnada ve sonrasında araca zarar verilmesi eyleminin, ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağının gözetilmemesi,3-Sanık İ.. B.. hakkında güveni kötüye kullanma suçu bakımından hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,Bozmayı gerektirmiş olup sanık İ.. B.. müdafii ve sanık M.. C..'un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.