Tebliğname No : 15 - 2011/380664MAHKEMESİ : İstanbul 26. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 10/11/2009NUMARASI : 2006/879 (E) ve 2009/1267 (K)SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Katılan şirkette 23.01.2004-09.11.2005 tarihleri arasında genel müdür olarak çalışan Bulgaristan vatandaşı olan sanığın bu görevine 03.11.2005 tarihinde şirket ortaklar kurulunun kararı ile son verildiği, sanığın şirket hesaplarını ve nakitlerini teslim etmeden ortadan kaybolduğu, şirket kayıtlarının kontrolü yapıldığında sanığın, katılan şirketin İş Bankası Perpa Şubesi'ndeki TL ve EURO hesabından işten çıkarıldıktan ve bu husus kendisine Bulgaristan Haskova Noterliğince tebliğ edildikten sonraki değişik tarihlerde 26.372,88 TL, müdürlükten azledildiği 09.11.2005 tarihi itibarıyla şirket kasasındaki nakitleri teslim etmemek suretiyle 13.068,87 TL ve katılan şirketin hissedarı E... A.Ş.ye ödenmek üzere şirket kasasından alıp karşı şirkete ödeme yapmayarak 25.401,29 TL olmak üzere toplam 64.084,04 TL parayı mal edindiği, noter tebliğine rağmen şirket anahtarlarını ve kasa nakitlerini iade etmediği, gelir gider bilançosunu vermediği ve bu şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; Katılan vekili ile sanığın diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak ; 1) Sanığın Bulgaristan adli makamlarınca istinabe yoluyla alınan savunmasında, suçlamayı kabul etmediğini, Haskovo Sancak Savcılığı ile Mahkemelerinde görülmekte olan bu konuya ilişkin hukuk ve ceza dosyaları olduğunu, iyi derecede Türkçe bilmediği için şirketin muhasebe kayıtlarının görevli G. D. tarafından tutulduğunu, G. D. kendi el yazısıyla tuttuğu asıl defterin katılan şirket tarafından bilerek gizlendiğini, G. D. 20.085 euro verdiğini ve buna ilişkin tahsilat makbuzu düzenlendiğini, bilirkişi raporunda şirketin maaş, sigorta ödemesi gibi giderleri ile tüm banka hesapları ve çeklerinin değerlendirilmediğini, A... şirketinden aldığı paraları E.... Şirketine makbuz karşılığı teslim ettiğini beyan etmesi ve dosyadaki tek delilin katılan şirket tarafından dosyaya ibraz edilen defter ve muhasebe kayıtlarına göre düzenlemiş bilirkişi raporundan ibaret olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, öncelikle sanık hakkında aynı olay nedeniyle Bulgaristan'da açılmış bir ceza davası olup olmadığının araştırılması, var ise tercüme edilerek dosya arasına konulması, yine katılan şirkette çalışan G. D. tanık olarak ifadesi alınarak sanığın savunmasında beyan ettiği hususlar ile sanığın dosyaya ibraz ettiği 15.04.2005 tarihli tahsilat makbuzunun neye istinaden düzenlendiğinin sorulması, ayrıca sanığın E... A.Ş.'ye para ödediğine ilişkin makbuz ibraz etmesi nedeniyle bu hususun da E....şirketi yetkililerine sorulması, tüm bu deliller toplandıktan sonra sanığın katılan şirkette çalıştığı döneme ilişkin G. D.tarafından el yazısıyla tutulduğu iddia edilen defter de dahil olmak üzere tüm ticari defterler, tüm banka hesapları ve hareketlerini gösterir ekstreler, muhasebe evrakları ve kıymetli evraklara ilişkin belgeler temin edilip Sayıştay denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kuruluna tevdiinin sağlanarak, sanığın uhdesine para geçirip geçirmediği, geçirmiş ise miktarı ve ne şekilde ele geçirdiği hususlarında denetime elverişli rapor alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de ; 2- Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılan şirkete karşı aynı suçu birden fazla işlemesi karşısında, hükmolunan cezada TCK'nın 43. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle eksik ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.